Geri tepilmiş isteklerle sürekli olarak uyarılan bir hayal gücünün
acıları, ardı arası kesilmeyen yoksunluklarla kedere batmış bir
hayatın sıkıntıları beni, kara bahtlarından bıkarak bir
manastıra kapanan insanlar gibi, durmadan, dinlenmeden
okumaya itti.
Büyük bir tutku haline gelen bu çalışma eğilimi,
ömrümün ilkbaharının gerektirdiği çekici güzelliklere
yöneleceğim bir çağda benim için ölümcül bir tehlike, bir
mapushane oldu.