Yürü, ey seyyah-i âvâre! Yürü, durma yürü!
(Ey âvâre yolcu! Yürü, durma yürü)
Koymasın râh-ı visâlden serti, ezvâk-ı misâl.
(Bu geçici âlemin zevkleri seni Allah'a kavuşmaktan alıkoymasın)
Bu bedâyi! Bu letâyif, heme rü'ya ve hayâl.
(Bu eşsiz manzaraların, bu güzelliklerin tümü rüya ve hayaldir.)
Yürü, ey zâir-i biçâre! Yürü, durma yürü!
(Ey zavallı ziyaretçi! Yürü, durma yürü.)