Sadrazamın konağından çıktıktan sonra Cevat Paşa samimi bir lisanla bana sordu:
- Bir şey mi yapacaksın Kemal?
- Evet Paşam, bir şey yapacağım!
- Allah muvaffak etsin!
- Mutlaka muvaffak olacağız!
Yaklaştı mı umutların, daha da büyük çıkmazlara?
Hiç hayalin kalmadı mı mesela?
Dibe vurdun gözün aydın...
Gözün aydın çünkü dipten daha aşağısı yok, şimdi yukarı doğrulup göğü delme zamanı...
Bedenlerini ve zihinlerini felsefe gibi ağır bir işle uğraşarak heder etmiş şu yiğitlere bakın hele, gençliklerinin son demlerinde yaşanmışlara bile, neden?
“O zamana kadar bütün insanlardan esirgediğim alaka, hiç kimseye karşı tam manasıyla duymadığım sevgi sanki hep birikmiş ve muazzam bir kütle halinde şimdi bu kadına karşı meydana çıkmıştı.”
Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir... Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.
Kendisine ait olmayan bir şeyi alan insan, bu ister bir can olsun isterse bir dilim nan(ekmek) adiliktir. Çalmaktan daha kötü bir suç yoktur...