Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Su

Bir oğlanın okuluna beslediği aidiyet hissi farklı olma hissinden güçlüyse, utancın, yetersizliğin ve öfkenin yarattığı yük de ortadan kalkar; çocuk artık öğrenme özgürlüğüne sahiptir.
Reklam
Oğlanlardaki hareketlilik yanlış yorumlanıp saldırganlık veya inatçılık olarak nitelendiğinde oğlan iki kere cezalandırılmış olur: İlki "inatçı" tavrı yüzünden, ikincisi ise yaşanan ânın duygusal boyutunu irdeleme fırsatı kaçırıldığı için.
"Bir taraftan onlardan gelişimsel olarak henüz hazır olmadıkları şeyleri yapmalarını ve sıkı küçük adamlar' olmalarını bekliyoruz-hâlbuki sadece hoşça kal kucaklaşmaları ve şefkat bekleyen küçük çocuklar bunlar. Diğer taraftan da, acımasızca ve düşüncesizce davrandıklarında, 'Oğlan değil mi işte?' diye geçiştiriyoruz. Onları saygı ve başkalarını gözetme gibi konulardan muaf tutuyoruz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oğlanlar kendilerine bağırılmasından duydukları acıyı genelde dışa vurmuyorlar, çünkü oğlan olmak bunu gerektiriyor. Ancak, acıtıyor işte.
Oğlanlar öfke ve saldırganlık gibi duyguları ortalama ölçüde ifade ettiğinde veya somurtkan ve sessiz olduğunda bu davranışları normal kabul edilir. Ancak ortalama ölçüde bile olsa korku, kaygı veya üzüntü ifade ettiklerinde (çoğunlukla dişil kabul edilen duygular) yetişkinler onlara, bu duyguların bir oğlan için normal olmadığını hissettirerek muamele ederler.
Reklam
Kendi duygusal tepkilerini okul öncesindeki çocuklarına açıklayan ve çocukların üzüntü, korku ya da öfke dışavurumlarına olumsuz tepki vermeyen annelerin daha derin bir duygu anlayışına sahip evlatlar yetiştireceğini biliyoruz.
Saldırganlık kader değildir, sonradan kader hâline getirilirözellikle de bizimki gibi saldırgan dürtülerin serbestçe hüküm sürdüğü toplumlarda. Dolayısıyla, oğullarımızı şiddete başvurmayan bireyler olarak yetiştirebiliriz. Yeter ki bunu tercih edelim.
Tüm oğlanların duyguları vardır. Genellikle yokmuş gibi muamele görürler. Böylece kendileri de yokmuş gibi davranırlar. Gerçekte ise tüm oğlanlar her türlü duygusal deneyimi yaşayabilecek potansiyelle doğar.
Duygu dünyasına bütünüyle girmelerini engelleyecek ne oldu bu çocuklara?
Yaşamları boyunca, özellikle de ergenlik çağında, kendilerini çalkantılı ve reddedilmiş duyguların kurbanı olmaktan koruyacak yakın ve destekleyici ilişkilere gereksinim duyarlar. Daha önemlisi, bir oğlanın, zengin bir duygusal yaşamın örneklerini verecek erkek rol modeller görmeye ihtiyacı vardır.
Reklam
Duygusal eğitimden yoksun oğlan çocuğu, ergenliğin baskılarına ve eşi benzeri görülmemiş şekilde acımasız olabilen akran kültürüne yalnızca öfke, saldırganlık ve duygusal olarak içe kapanmak gibi "erkekçe" yollarla karşılık verebiliyor. Çünkü öğrendiği ve uyguladığı (sosyal açıdan da kabul edildiğini bildiği) tepkiler bunlardan ibaret kalıyor.
Tüm donanımınız düzgün çalışıyorsa veya yalnızca çivi çakmanız gereken ufak tefek onarım işleri çıkarıyorsa, alet çantanızda sadece çekiç olması herhangi bir sorun teşkil etmez. Ama yapmanız gereken işler karmaşık hale geldikçe, tek bir çekicin yetersizliği de belirginleşmeye başlar.
Bağ kurma ihtiyacı ile bağımsızlık arzusu arasındaki bu mücadele çocuk büyüdükçe farklı şekillerde ifade bulur. Fakat kaç yaşında olursa olsun çoğu oğlan çocuğu, duygusal açıdan sağlıklı bir yetişkin olma yolundaki mücadeleye pek iyi hazırlanmamıştır. Şöyle ki, oğlanlar ile kızlar duygu ifadesi konusunda karakteristik bir farklılığa sahiptir. Biyolojinin bundaki payı ne olursa olsun, söz konusu farklılık, kızları duygusal gelişime teşvik eden ama oğlanları bundan caydıran kültürel ortam nedeniyle katlanarak büyür. Erkeğin sert olması gerektiğine dair stereotipik kavramlar erkek duygularını reddeder ve duygusal yetkinliği tam olarak geliştirme fırsatını erkeğin/oğlanın elinden alır.
Aile içi sürtüşmelerden ötürü korku veya üzüntü yaşayan çocuklar, bu duyguları sadece artan bir öfke veya gittikçe güçlenen bir rahat bırakılma isteği gibi deneyimliyorlar. Okuldaki sorunlardan ötürü utanç duyacak hâle getirildikleri veya acımasızca eleştirildikleri için ya sert çıkışlar yapıyor ya da içlerine kapanıyorlar.
Oğlanların duygusal alet çantasında eksik olan başlıca parça nedir diye düşündüğümde genellikle “esneklik" yanıtını veriyorum. Ergenlik hızlı bir değişim dönemidir ve esneklik önemli bir büyüme aracıdır. Oysa çoğu oğlan erkeklik anlayışı nedeniyle öyle kısıtlanıyor ki oğlan olmanın tadını bile çıkaramıyor.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.