Camiye cemaate alışmak bir süreçtir. Yaptığın iş, bulunduğun mekân, yetiştiğin semt, âile, mahalle, arkadaşların, akrabaların velhasıl seni çepeçevre kuşatan atmosfer ya bu işi kolaylaştırır; ya da seni bu âlemden uzaklaştırır.
Eskiden ödünç kitap verirken okuyucunun kaldığı yeri unutmamak için sayfanın kenarını bükmemesi şart koşulurmuş. Kitap sahiplerinden biri bundan çok muzdarip olacak ki kitaba şu notu düşmüş;
"Bu kitâbın kağıdın her kim nişân içün büker
Dest-i cehliyle çeküb hançerin, kanım döker"
(Alıntı:
Yakın zamanlara kadar “daha okuduğunu anlayamıyorsun” nitelemesini sık kullanırdık. Ancak şimdiki zamanda yeni bir durum ve bu durumda da hızlı bir artış olduğu için herhalde (henüz yaygınlaşmamış ama) artık yaygınlaşacak bir niteliğimiz daha var:
“izlediğini, duyduğunu ve okuduğunu anlamayan insan”. Bu nitelik ve niteliği hâiz insan ve durumların artışı gidişâtımızı da pekâlâ göstermektedir esâsında. Teknoloji geliştikçe ve hayattaki imkânlar; konfor arttıkça insan zayıfladı.