Velhasıl bir ömre birden fazla yaşam, bir yaşama birden fazla kadın, bir kadına birden fazla yalan sığdırdım. Yine de hiç değilse dışarıdan bakıldığında, hayatta kendine yer bulmuş biri gibi görünmeyi başardım.
Aklımıza estiği gibi hareket etmek, sabah çıkarken akşam nerede uyuyacağımızı bilmemek, hava kararana dek yol bizi nereye götürürse oraya kadar yürümek benim fikrimdi...
'Tek istediğim bu egzersizleri yaparken kendimle ne denli mücadele verdiğimi ve bu mücadelede çok önemli yol katettiğime dair ufak, minnacık ama samimi bir cümleydi beklediğim.ama yapamıyorsunuz değil mi? Çünkü doktorluğunuz empatiden yoksun!'
Hayat beni bıkmadan usanmadan topa tutarken defalarca kabuk değiştirdim. Her kabuk değiştirmede daha sertini kuşandım. Sonra bir baktım ki özümden uzaklaşıp bambaşka bir insan olmuşum...
Baba olmayı beceremeyen adamlar ile politikacılar arasında hiçbir fark yoktur. Sözlerini tutmadıklarından pazarladıkları her zaman bir öncekinden çok daha büyük başka bir yalandır. Babamın tutmadığı sözlerden bahsetmek altını doldurabileceğim bir gerçek değildi ama bugün pazarladığı yalan yarın çocuklarıma bile anlatamayacağım kadar büyük bir acıydı...
Her şeyi yapıyor olmama rağmen babamın beni sevmeyişini anlamıyordum. Oysa konuşmak isteseydi anlatmak istediği ne olursa olsun onu en çok ben dinlerdim.