Fatma
@fatmaegerc
EVLİ
Lisans
Ankara
124 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Haklı olmak, her zaman kazanacığınız anlamına gelmez.
Kibar ve net konuşmayı önemsiyor olmamız, söyleyeceklerimizin hafif olacağı anlamına gelmiyor.
İdeolojilerin değerini yitirdiği günümüzde insanların tercihleri estetiktir. Gösterişli bir hayat istemektedir insanlar, en çok önem verilen budur. İyi görünmek iyi olmaktan daha fazla önemsenir olmuştur. İyi görünmek üstüne kurulan bu gösterişli hayatlar; görüldüğü, sanıldığı ve iddia edildiği gibi makul, rasyonel ya da bilimsel temeller üzerine kurulu değildir. Her tarafta estetik yalanlar ve yanlışlar yön vermektedir hayata.
Okur Takip Önerileri
Gürültüyü çokseslilik sanıyorlar.
Sevgilimize giderken, anne-babamıza giderken, hastalara giderken, mutlaka çiçek alınması gerektiğine bizi şartlandıran tüccarlar... Bağlarından koparılan, masa üstlerinde dekor olarak kullanılan gurbetteki çiçekler...
Onların düşmanca tutumlarından korkmuyorum, senin aşkına inanıyorum. Hayatta her şey kötüye gidebilir, aşk hariç. Yeter ki bitkin düşen, bocalayıp tökezleyen zayıf iradeli deli biri olmasın, aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz.
Etrafına, üç beş kitabına şefkatle baktı. Yanında kalan yoldaşları sadece onlardı.
Senin de ahlakın, bilgin gibi tıpkı onlarınki gibiydi. Kendi adına düşünüp, kendin gibi davranmıyordun. Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından, üretilmiş; eylemlerini toplumsal onay biçimlendirmişti.
Kendi küçük hayatlarını, dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplaşmış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu.
Basmakalıp laflara hakikaten itirazım yok, asıl azabımı bozan şey, bu sözlerin afra tafrayla, kibirli bir memnuniyetle, kesin bir üstünlük duygusuyla söylenmesi ve buna harcanan zaman.
İnsanın arzu, inanç ve heyecanlarıyla dolu bir gerçekçiliğin peşindeydi. Hayatı, olduğu gibi, insanın ruhunu titreten, içine işleyen her şeyiyle birlikte yansıtmak istiyordu.
“Gereğinden fazla sigara içiyorsun, hangi marka olduğu fark etmez. Sigara içmenin kendisi hiç hoş bir şey değil, hangi marka olursa olsun. Baca gibisin, duman püskürten yanardağa, yürüyen bir fabrika bacasına benziyorsun; seni son derece küçük düşüren bir şey ve bunu sen de biliyorsun canım.”
Ya gerçek neyse onu isterim ya da hiçbir şey istemem. Beni ikna etmeyen bir görüntü düpedüz sahtedir.
Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez. Hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeylerde modayı takip edecek değilim.
Uykunun getirdiği unutkanlıktan nefret ediyordu. Yapacak, yaşayacak çok şey vardı.