Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

öyle işte

Daha açık ifadeyle;
İnsani durumlar, çoğunluğun daha iyi şeyleri tercih edeceği kadar iyi işlemiyor, en kötü tercihin kanıtı kalabalığın kendisidir.
Reklam
ALTI HATA
• Kişisel kazancın başkalarını ezerek elde edildiğine inanmak; • Değiştirilemeyecek veya düzeltilemeyecek şeyler hakkında endişelenmek; • Kendimiz başaramadığımız için, bir şeyin imkânsız olduğu konusunda ısrar etmek; • Önemsiz tercihleri bir kenara bırakmayı reddetmek; • Zihnin arınma ve gelişimini ihmal etmek; • Başkalarını bizim gibi inanmaya ve yaşamaya zorlamak.” Marcus Tullius Cicero Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar
Ne Dersiniz?
"Aptal olmak, bencil olmak ve sağlıklı olmak mutluluğun üç şartıdır; gerçi aptallık eksikse, diğerleri işe yaramaz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Asla"
“Evlilikler aşk, sevişmek, arkadaşlık, aile kurmak, çocuk yapmak, paylaşmak, hırlaşmak, dertleşmek, itişmek için olabilirlerdi şüphesiz ama yalnızlık için asla!”
Merhamet
“Bir gün Medine sokaklarında Hz. Muhammed, eshabı ile (arkadaşlarıyla) dolaşıyormuş. Bir kadın, karşılarına çıkmış ve evini şereflendirmeleri için kendisine and verip ricada bulunmuş. Bu yürekten daveti kabul edip eve girmişler. Bakmışlar, ocakta ateş yanmakta ve çocuklar bunun etrafında oynamadalar. Kadın şöyle sormuş - Ey Allah'ın Resulü, Allah mı kullarına daha merhametlidir, yoksa ben mi çocuklarıma daha merhametliyim ? Hz. Muhammed cevap vermiş - Elbette Allah, daha merhametlidir. Çünkü O, Erhamür-rahimindir. Kadın, şöyle demiş - İster misin ki, ya Resulallah, ben çocuklarımdan birini ateşe atayım? - Hayır ... buyurmuşlar. Kadın devam etmiş - O halde Allah kullarına daha merhametli olduğu halde nasıl oluyor da onları ateşe atıyor? Şimdi Peygamberin cevabını bekliyorsunuzdur. Halbuki bu müthiş suali işitince Peygamber "Bana böyle vahyedildi" dedikten sonra susmuş, hiçbir şey söylememiş ve ağlamış.”
Reklam
Aşk olsun...
“Cinselliğin çalışılmamış, örneklerle açıklanmamış, üzerine söz söylenmemiş tek bir yönü bile yoktur. Mastürbasyon dahil bütün cinsellik pratikleri için "nasıl yapmalı" dersleri mevcuttur. Ne var ki sevgi okulları, aşk okulları yoktur. Nasıl seveceğimizi içgüdüsel olarak bildiğimiz varsayılır. Aksi yöndeki sayısız kanıta rağmen, aileyi hala aşkın, sevginin ilkokulu kabul ederiz. Nasıl seveceğini aile hayatında öğrenmemiş olanlarımızdan sevgiyi romantik ilişkilerinde deneyimlemeleri beklenir. Ne var ki bu sevgi sıklıkla elimizden kayıp gider. Nihayetinde koca bir ömrü kök ailemizde ve devamında ne yapmamız, nasıl yaşamamız gerektiğini hiç bilmediğimiz ilişkilerde gördüğümüz ilgisizliğin, zalimliğin ve sevgisizliğin her halinin ruhumuzda açtığı yaraları onmaya çalışmakla tüketiriz.”
öğüt
Sana bir öğüdüm olsun ki,kulağına küpe yap da bu öğüdümü ölünceye kadar taşı kulağında.Ömrün oldukça hiçbir adama böyle tepeden,böyle karıncaya bağırır gibi bağırmayacaksın.Bilmediğin insanlara böyle davranman senin çiğliğini gösterir.Insanlara böcek gibi,karınca gibi bakamazsın.Şu evren içinde ne kadar yaratık varsa en kutsalı insandır.Hiçbir insanı küçük göremezsin,aşağılatamazsın.Insanı aşağılatan önce kendisini aşağılatmış demektir.Kendine saygısı olan,olumlu,sağlıklı bir adam başkalarına da en büyük saygıyı duyar.
İNANCIYLA ÖVÜNMEK? “Öğrencilik yıllarımda Hıristiyan bir arkadaşımla Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi'ndeki öğrenci kafeteryalarından birinde, ayak üstü bir "din-inanç" muhabbeti yaparken onun bana sorduğu bir soru, üzerimde derin bir etki yapmıştı. Herkesin anne babasından gördüğü din üzerine yaşamak zorunda kalması meselesi üzerinde konuşurken dedi ki: "Düşünsene, sen Müslüman bir ailede doğdun; bense Hıristiyan. Sen İslam inancına göre sadece ailenden gördüklerini tekrar ederek, farklı bütün dini tavsiyelere kulağını tıkayarak doğrudan cennete gideceksin; bense aynısını yaparsam mecburen cehennemlik olacağım. Bunda bir tuhaflık yok mu?" Evet, açık bir tuhaflık vardı elbette. Fakat hangi dine mensup olursa olsun insanların çoğu otomatik olarak böyle bir düşünce taşıyordu; çoğu zaman sözsüz, zımni bir inanç olarak. ..”
“Hiç kimse bir halkı, bir grubu, bir inancı ve bir aşkı yok edemez.”
"Yalnızca bedene özen göstermek, değersiz bir arkadaşa bağlanmak gibidir. Beden çabuk çöker. Oysa edinilen bilgi insan ölünceye değin bırakmaz onu. Dahası, kimilerinin ünlerini ölümleri sonrasında bile sürekli kılar. Ve işte bu bilgi iyi, vefalı bir arkadaş gibidir." "Bilgili olmanın en büyük üstünlüğü, bilgili insanın mal varlığına sahip biri gibi olmasıdır. Ancak şu farkla ki, zengin bir insan bir başkasına kendi zenginliğinden pay verdiği zaman mal varlığında bir azalma olacaktır. Oysa bilgili bir insan bildiklerini başkalarıyla paylaştığında bilgisinde hiçbir azalma olmaz. Bilgi aynı zamanda insanı vahşi hayvandan ayıran araçtır. Bir Yunan'ı Barbar'dan, özgür bir insanı köleden, bir filozofu hödükten ayıran da bilgi sahibi olmaktır yine."”
Reklam
''Yok etmek sadece zorbaların ve cahillerin işidir. Bir insan zekasıyla yenemeyeceğini anladığı anda ya şiddete başvurur ya paranın gücüne. Birisi sizinle aynı fikirde değil diye onu yok edemezsiniz. Medeni ve erdem sahibi insanlar böyle yapmaz. Çok okuyan ve bilginin gücüne inanan her insan, sade, sizin gibi düşünmesini sağlamalısınız.'' 1984, George Orwell
"Huzuru herkes hak etmez mi?" "Hayır"diyor. "Huzuru sadece onun için çalışanlar hak eder."
virüsler harekete geçtiğinde, bunun nedeni çoğunlukla, uygarlıklardaki büyük çalkantılara gösterdikleri tepki olmuştur. Savaşlar, nüfus artışı, tarım, evsizlik ve kirlilik
“Yaradan’ı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.”
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.