Kalbimde bir boşluk var bu gece , sanki içimden bir parça kopmuş ve ben onu bulmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Yüreğime oturmuş ağırlık bugün hiç gitmemek üzere taht kurmuş gibi.
Kalp atışlarımın yükseldiğini nefesim kesilince anlıyorum.
Sahi, ben hiç nefes aldım mı?
Yeni farkediyorum , ben hiç nefes almamışım ki sadece yaşamışım. Vazonun içindeki çiçekler nasıl hareket etmeden sadece durup yaşıyorlarsa bende öyle yaşamışım. Şimdi içinde bulunduğum vazo kırıldı,o zaman ben artık yaşamıyo muyum?
İnsanlar ne tuhaf. Vazo verirsin nefes alamıyorum, der, alırsanda yaşamıyorum.
Belkide istediği ona verilen vazo değildir. Vazonun içindeki su gibi hayat olmaktır. Ona hiç sunulmayan hayat...
Ömrü boyunca suya ulaşma hayaliyle yaşayan bir çiçektir belki.
Suya ulaşmak zor ve yakıcı. Her şeyden ödün verip ulaşmak için çabaladığın yolun seni bir şekilde geriye atmaya başarması kadar yıkıcı değil ama...
Suya ulaşmış olduğunun hayali direnme gücü verirdi ayakta tutardı, sanırım bugün kalbimdeki boşluk, yüreğimdeki ağırlık yetmedi ayakta kalma gücümüde aldılar elimden.
Hesaba katmadıkları bir şey vardı. Her geçen gün git gide azalan umudum hala yanımdaydı.
Belli belirsiz kısık sesiyle bana "hadi kalk artık" diyen umudum. Kafamı kurcalayan düşünceler belliydi...Hala o suya ulaşabilirim, her şeye rağmen devam edebilirim di mi?