Kaderini sev derken Nietzche ne anlatıyordu?
Kitap sipariş verirken merak edip aldım beklentim yüksekti kitabı aldığımda beklentimi karşıladığını söyleyemem fakat akıcı ve kısa bir kitap. Başlangıçlar için uygun. Kitapta anlatılmak istenen kendimizi bulmamız fakat bulurken destek almadan birinin ışık yakmasını beklemeden kendini bulmak. İnsan kendisini sevmeden bulmadan bir başkasını sevebilir mi? Nietzsche’ye göre sevemez.
Bu eser bana ne kazandırdı? Kendimi düşündürmeye itti. Okuyan kişiye verdiği bir derinlik var eserde. Kader zorunlu bir kabul etme mi yoksa bir yaşam mücadelesi mi? Bu konusu özellikle ilgi çekici sadece kendini bulmayı değil kendini bulurken düşüneceğin aklına gelebileceklere de değiniyor. Okuduğum çoğu cümle ne kadar da bazı şeylerin doğru olduğunu bir kez daha fark ettirdi. Yalnız başımıza içimize kapanıp sorular sorduğumuzda kendimize, bir boşluğa denk gelip kendi ıssızlığımızı deneyimlediğimiz o anlarda en derin soruları açığa çıkarır zihnimiz. (sayfa47) okurken daha bir çok cümle dikkatinizi çekecektir. Alıntı yapılacak daha birçok cümle var.
Kısa olmasına rağmen anlamının çok fazla olduğunu düşünüyorum. İlerleyen günlerde raftan elime aldığımda yine bir cümlesi dikkatimi çekecektir. Düşünmek isterseniz bu eseri tavsiye ederim.
Yalnız başımıza, içimize kapanıp sorular sorduğumuzda kendimize, bir boşluğa denk gelip kendi ıssızlığımızı deneyimlediğimiz o anlarda en derin soruları açığa çıkarır zihnimiz.
“Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim, gücüm yetmezdi. Ama gözümüzle göremediğimiz rüzgar ona istediği gibi eziyet ediyor, istediği yönde eğip büküyor. Tıpkı o rüzgarın ettiği gibi görünmez ellerdir bize de en kötü eziyeti edenler, bizi eğip bükenler.”
Her yerde gördüğüm derslerimde adını duyduğum kitabı sonunda alıp okudum. Bu kitapta nörolojik hastalıklar 24 başlıkta anlatılıyor. Her başlıkta farklı bir hastalık yer alıyor.
Alana ait terimler olduğu için bilgisi olmayan temel olmayan kişilerin okurken zorlanabileceği bir kitap.
Beynin loblarında oluşan hasarların insan hayatını nasıl bir etkisi olduğu, görsel yetimizi nasıl etkilediği ya da da bir insanı sol tarafını komple ihmal ettiği ya da yakın geçmişi unutan birinin nasıl bir hayat yaşadığı, bir insan ameliyata girecekken nasıl bir anda bedenini yitirebildiği ve daha fazlasını anlatıyor.
Kitaptaki doktor farkına varmadıkları ruhun yönlerine odaklanıyor. Hastaların hayattaki rolleri bulabilmeleri adına ilerliyor. Okurken çok keyif aldığım bir kitap oldu. Bir hastalığın hayatını nasıl etkilediğini apaçık görüyorsunuz
…”Böylesi fotoğrafların kamuya sunulması,” diye bildiriyordu Amateur Photographer dergisi, “hiçbir yararlı amaca hizmet etmez, sadece ve sadece insan doğasının habis tarafını açığa vurur.”
Bütün yaşananların ortasında sözcüklerin, düşüncelerin ağırlığını taşıyacağını düşünmek son derece zorlaşmış bulunuyor. Savaş sözcükleri tüketip bitirdi; sözcükler iyiyken iyiye zayıfladı, sözcüklerin iler tutar bir tarafı kalmadı… (Hanry James)
Spoiler içerir.
Kitapçıda raf aralarında gezerken görüp aldığım okumaya başladığımda ise akıp gitti sadece, akıcı ve kısa bir eser.
Kitabın konusu anne babasını kaybetmiş Maşa. Bakıcısı ve kardeşiyle birlikte yaşıyorlar. Babasının arkadaşı Sergey Mihayloviçe aşık olur. Peki ya bu aşkı birbirine nasıl ifade etmişlerdir? Bir tarfata genç bir kız bir tarafta kendisinden yaşça büyük biri nasıl bir hayat onları bekliyordu. Kitapta zıt düşmeleri fazlasıyla görüyoruz bu zıtlıklar, kişilik farklılıkları, yaş farkı hayattan istekleri aşktan geriye sade bir dostluk bırakıyor. Sergey M. haklı mı çıkmıştı?
Siz gençsiniz, -dedi- ben değilim. Siz oyun oynamak istiyorsunuz, oysa benim gerek duyduğum şey başka. Oynayın ama benimle değil, yoksa inanacağım ve benim için kötü, sizin için utanç verici olacak.(sayfa39)
Aşkın sevgiye dönüşümünü anlatan bir kitap. Yaş ilerledikçe sevginin değiştiğini sadece sevgi mi hayata bakışın, hayat tarzının da değiştiğini gözler önüne seriyor.
İyi okumalar.
Aile MutluluğuLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20204,321 okunma