Böcekler üzerine yazılmış çok iyi bir kitap. Dünyanın evriminden böceklerin evrimine ve oradan homo sapiense kadar uzan etkileyici ayrıntılı ve okuması eğlenceli bir kitap. Böcekleri hiç bu kadar anlamlı ve olmazsa olmaz kilit bir canlı olarak görmemiştim doğrusu. Şu an karşımda bulunan sineğe ve atalarına, incelemeye değer ve kilit bir türü olarak sempati duymaya başladım:). Tüm bilim severlerin kütüphanesinde bulunması gereken çok güzel bir eser.
Her yolu kendin bulmak zorunda olduğun ve çoğu zaman ayağının nereye bastığına dikkat etmen gerektiği böyle bir yerde yaşamanın, onun ne denli bezdirdiğini anlayıvermişti.
Bana Dostoyevski’nin tüm kitaplarının okullarda ders niteliğinde öğretilmesi gerektirdiğini inandıran bir eseri ile daha karşı karşıyayız. Kitapta her şey var. Kitap, soylu bir mahkumun anılarından oluşuyor. Normal seyirde ilerliyor. Roman örgüsü yok. Ancak hapishanede bulunan kişilerin teker teker incelendiği bir kitap. Dostoyevski’nin en başarılı olduğunu düşündüğüm tarafı insan karakterlerine dair yapmış olduğu analizleridir. Bu kitabı okumak onlarca insanla tanışmanıza neden oluyor. Kitap sosyolojik, ekonomik, psikolojik gibi bir çok alanda insanı derinden etkiliyor. Ayrıca bu kitabı bitirdikten sonra hapishane konulu tüm izlediğim filmler gözümün önünden geçti. İyi bir yazar, senarist, yönetmen… olmak için en önemli kural Dostoyevski’nin kitaplarını okumaktan geçiyor sanırım.
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,6bin okunma
Mahpusların en iyisi olsam da, ömrümün sonuna kadar özel bölümde kalebent olarak kalsam da beni arkadaştan saymayacaklardı. Petrov’un o dakikadaki halini hiç unutmayacağım. "Bizle nasil arkadaş olursunuz?" sorusunda öyle içten bir saflık, öyle candan bir şaşkınlık vardı ki...
"Acaba bu sözlerde alay ya da kızgınlık var mi?" diye düşündüm. Hayır, hiçbir şey yoktu: Yalnızca arkadaş değildim; o kadar... Sen kendi yolundan, biz kendi yolumuzdan yürüyelim; senin işin başka, bizimki başka.