“Hayâl-i zülf-i pîç-â-pîç ile hâtır perîşândır Firâk-ı yâr ile bî-çâre gönlüm zâr ü giryândır” ~~~• “Büklüm büklüm zülfün hayaliyle akıl dağınıktır Sevgilinin ayrılığıyla umarsız gönül ağlamaktadır”
....... OLUR GİDEREK
Șitâ-yı devr-i zamân nev-bahâr olur giderek Geçer firâk dem-i vasl-ı yâr olur giderek Bu bezm-i köhnede her kim ki bâde-i ter içer Esîr-i derd-i şikenc-i humâr olur giderek Nola ruhında hat-ı 'anberîn sevâd olsa Gehi güneşde küsûf âşikâr olur giderek Kılursa turre bizi beste yanına kalmaz O da güsiste ser-i rûzgâr olur giderek O şâh-bâz-ı bülend âşiyân-ı gamzeye dil Nihâde-pençe-i dest-i şikâr olur giderek Gubâr-ı râh gibi düș türab-ı makdemine Ser-i reh üzre bizümle dü-çâr olur giderek Bu şûre-zârda Hayrî komaz seni çıkarur Kemend-i dest-i atâ dest-yâr olur giderek Mefâîlün feilâtün mefâilün feilün
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Gam-ı firak yeter azm-i vaslı yar iderim Anınla gönlümü bağ-u gül-bahar iderim (Ayrılık gamı yeter, sevgiliye kavuşmak istiyorum. Onunla gönlümü bağ ve gül bahar ederim)
ABDÜLBAKİ DEDE'NİN HİCVİYESİ
T.C. Devrimleriyle her özelliğini yitiren ulema ve meşayihten Yenikapı Mevlevihanesi postnişini Abdülbaki Dede (1883-1934); Bu acı akibeti dile getirirken; kimi, neyi hicvettiğini biliyor: Bu derece ustaca, sanatkarca bir hicvin sahibini dinleyelim. "Kesip rîş-i sefidim pir iken yosma civan oldum Makam-ı mevlevide şeyh idim pir-i mugan
Ayrılıktan yâr benim bağrımı büryan eyledi; Özünü bir yana saldı, beni bir yan eyledi. Za'feran tek benzimi döndürdü ol bî-rahm yâr; Düşmanı handân edip, dostunu giryân eyledi. Aldı gönlüm, kılmadı ol bî-vefâ bir kez vefâ; Yıkdı ma'mûr şehrimi, gör nice vîrân eyledi. Cânımın zahmından, ey cân! hâb gelmez aynıma, Ciğerimde zahm-ı peykân, tîr-i müjgân eyledi. İşitirse taş erir hasrette âh ü zârımı, Ol gül-endâm yâri gör, gönlümü zindân eyledi. Cehd kıldım çok, visâle yetmedim, çektim firâk Tedbir ona n'eylesin, takdîr-i Yezdân eyledi. Ey Nesîmî, subh-dem var, arz kıl dildâra sen, Gamzeye versin nasîhat, yoksa çok kan eyledi.
Sayfa 62 - 63 KetebeKitabı okudu
LESKOFÇALI GALİP - Gazel
"Hitâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Cevâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Meâli hikmet-i sırr-ı Vedûd’dur yekser Kitâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Hurûf-u dâğ-ı muhabbet dilimde kaldı nihân Hisâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Ne bîm-i düzaha benzer ne hevl-i câna firâk Azâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Firâk-ı yâr ile Gâlib misâl-i Mecnûn’um Ukâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim" (Seslenişini aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Cevabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Anlamı çok sevecen olan Yaradan'ın gizinin amacı baştan başa, kitabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Sevginin yanık yarasının harfleri gönlümde saklı kaldı, hesabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Ne cehennemden ürkmeye ne can korkusuna benzer ayrılık, işkencesini aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Yârdan ayrılmakla Gâlip, Mecnun'a döndüm, alıcı kuşunu aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim?)
Sayfa 246
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.