Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşayan bir ölü olmak gerçek ölümden daha korkunç, çünkü yaşayan ölüler kırılan kalplerin acısını hissetmeye devam ediyor." Salman Rushdie/Floransa Büyücüsü
Belki de insanlığın laneti budur. Birbirimizden çok farklı olmamız değil, birbirimize çok benziyor olmamızdır lanetimiz." Salman Rushdie/Floransa Büyücüsü
Reklam
Kasaplar, fırıncılar, duvar ustaları, fahişeler. Böyle insanlar her zaman kalacak yer ve iş bulurdu. Beceriler taşınabilirdi, ama toprak taşınamazdı. Yavaş yavaş ölmekte olan kurak toprağa zincirlenmiş gibi geride kalan köylüler, önlerinden geçip giden büyük alayı seyrettiler.
Sayfa 378
Hükümdarların kindarlığının sonu yoktur.
Sayfa 374
Derken Tansen öldü. Hayatın müziği sustu.
Sayfa 373
Batı’ya yelken açarak Hindistan’ı bulamadılar ama... daha batıdaki batıyı buldular. Batının batısında altın da buldular, bunun üzerine hemen daha fazlasını aramaya koyuldular, altın şehirlerin, altın nehirlerin peşine düştüler, kendilerinden bile daha inanılmaz, daha çarpıcı varlıklarla, vücutlarını tüylerle, postlarla ve kemiklerle süsleyen tuhaf, anlaşılmaz insanlarla karşılaşıp onlara Hintliler dediler.
Sayfa 360
Reklam
Son nefesimi yakında vereceğim, ama kalan dakikalarımı senin için feda edeceğim.
Sayfa 331
Sonra tuhaf bir an, ulusların kaderini belirleyen anlardan biri gelip çattı; çünkü bir kalabalık, orduya duyduğu korkuyu yitirirse dünyayı değiştirir.
Sayfa 330
İşkence sırasında Il Machia’nın bedeninde dolaşan acı değil, bilgiydi. Bu öğretici bilgi halkına duyduğu güvenin son kırıntılarını da yok etmişti. Vatandaşlarına hizmet etmiş, onlar da hizmetlerine acıyla karşılık vermiş, onu yeraltındaki o ışıksız yere, isimsiz insanların isimsiz bedenlere isimsiz şeyler yaptığı, ismi olmayan yere göndermişlerdi; isimsiz, çünkü orada isimlerin önemi yoktu, orada önemi olan tek şey acıydı; itirafla, ardından ölümle sonlanan acı.
Sayfa 265
“Sevgilinin güzelliğini bütün çıplaklığıyla dünyaya sergilemek, onu kaybetmenin ilk adımıdır.”
Sayfa 264
Reklam
Ne de olsa at dediğin alt tarafı bir attır.
Sayfa 250
“Bir prens tahtı ele geçirdiği zaman en büyük acımasızlıkları ve kötülükleri hemen eyleme döküp aradan çıkarmalıdır, çünkü bunlardan sonra yaptığı her şey halkına daha iyi, daha adil görünecektir.”
Sayfa 245
Bir adam özlenmediğinde, içinde bir şey ölmeye başlar.
Sayfa 225
Başkalarının Tanrı’ya veya sevgiye inandığı gibi o da gizli gerçeğe, yani gerçeğin her zaman gizli olduğuna, görünürde olanın, açıkta olanın her zaman bir tür yalan olduğuna inanıyordu. Kesinliği seven bir adam olduğundan gizli gerçeği kusursuz bir biçimde ele geçirmeyi, açıkça görmeyi ve yerli yerine koymayı arzu ediyor, her biri dünyanın yüzeydeki aldatmacalarının birer cephesi olan, her şeyin nasıl işlediğiyle esasında pek az ilişkisi bulunan, aslında hakikatle gerçek bir bağlantısı olmayan doğru ve yanlış, iyi ve kötü, güzellik ve çirkinlik kavramlarının ötesindeki gerçeği, esrarlı şifreleri, saklı biçimleri, gerçek gizemi keşfetmek istiyordu.
Sayfa 206
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.