Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sınırdan Makyajsız Geçmeyen Kürt Kadınları
Meseleyi kavrayana kadar ben de çoğu insan gibi, onun fevkalade zararlı bir duygu olduğunu düşünüyor ve bunun her seferinde karşıma çıkmasına şaşıyordum. Aslında pek haksız da sayılmayız çünkü bir durum anlaşılamadığı, kontrol edilemeyip insanın hakikatiyle gereğinden fazla çatıştığı zaman; bilinci ve ahlakı, dahası insanı ezen, un ufak eden bir
TÜRKİYE’DE FONDÖTEN Fondöten; birçok kişi bu yazımda hangi çilde hangi fondöten kullanılır bilgisi var olduğunu düşünebilir ama bu yazım mallesef bu konuyla ilgili değil ben bu yazımda çarpıcı bir gerçekden bahsedeceğim Türkiye'de fondötenin kullanım amacı nedir : Bu soru size tuhaf gelebilir ama acı bir gerçek ki fondöten Türkiye 'de kadınların morlukları kapatma, gizleme mağzemesi bu güne kadar kaç kadınla aile içi şiddet ile ilgili konuştuysam herkes bana evet şiddet gördüm yüzümün ortasına geçirdi bir tane diyor peki naptın dediğimde rezil olmayalım diye eve gelip fondöten ile kapatım dedi. Rezillik kavramı peki bu nedir siz dayak yediğiniz için rezil oldum diye düşünürken erkekler bunudan toplumda övünerek bahsediyor. Bırakın bu elalem ne deri ve kimse için değmez dayak yemek, morluklarınızı ağlayarak fondöten ile kapatmak o yüzden siz o gün o dakika bırakın gidin bitirin zaten o tokat birşeyleri bitiriyor oturup beklemek sadece işkence bu gün toplumda kadınların birçoğu o gün bıraksaydım bunlar olmazdı diye pişman geç kalmayın hayatınızı pişmanlıklarla geçirmeyin birşeylere dur deyin. Siz o tokatlara çoçuklarınız için katlanırken o çoçuklar şiddet görerek büyüdükleri için zaten en büyük zararı alıyorlar sadece kendileri değil bundan toplum da payına düşen zararı alıyor. Buradan tüm kadınlara sesleniyorum lütfen o tokat izlerini saklayarak susarak, kapatarak yaşamayın bırakın o sizin için bitsin sevgi, aşk zaten bitiyor o tokatlarla en büyük çezayı verin onlara hayatınızdan men ederek onu yok sayarak... Fatma Özdemir
Reklam
Tut ki ellerim tütün kokarken, küllüğüm sigara izmaritleri ile doluykende ben yine seni sevdim. Senin için yanan her sigara sana küfürler dizerken ben yanan ciğerimi gözardı edip yine sen dedim. Duvarların kulaklarımı yırtarcasına çığlıklarına şahit oldum da, ben vazgeçenlerden olmadım. Sabahlara dek düşündüklerim başka bir akıla,beyine veya bir kitaba sığabilir miydi bilmiyorum. Fakat bugüne dek çok fazla şey öğrendim hayat diye isimlendirdikleri acımasız bir öğretmenden. Hülasa senden vazgeçtim diyelim, sen mi vazgeçilmiş olacaksın yoksa ben mi? Sen mi yerin dibini boylayacaksın yoksa ben mi? Sorularımın her cevabı senken bu soruların cevabı neden ben? Kalbimi sızdırmaz bir sıva ile sıvadım, unutmaya çalışırken açtığın çatlatlardan yaralardan ismin sızmasın diye. Sen hiç bilemedin bir kalbe sahip olmak nedir, nasıl birşeydir, veyahut ne işe yarar? Ama unutma her kusuru fondöten ile kapatamaz insanoğlu. Sadece göz görmediği için gönül zaman verir. Sen unutulmaz değilsin elbet. Bir gün o çok sevdiği ailesi bile haftada bir gün gelir başucuna insanın. Sonra unutulur gidersin varlığın ile yokluğun bir mahiyet kaplamaz hiç bir kalpte. Alone Writer Devamı var fakat paylaşmadım çünkü her sözü, cümleyi, metni paylaşırsam kitapta okuyacak şey kalmaz. Çok bile spoiler veriyorum. Bu yüzden beni mazur görün lütfen.