Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

y.

84 syf.
·
Puan vermedi
hiciv ve uyarı amacıyla yazıldığını düşündüğüm eserin günümüz türkçesiyle yazılmış versiyonunda dahi ilk birkaç sayfasında odaklanmakta güçlük çektim. ancak daha sonrasında gerek karakterlerin kendilerine has ağız özellikleri gerek ise anlatılanların çekiciliği ve aralara serpiştirilmiş şiirlerle kitabın efsununa kapıldım. keyifli bir okumaydı ancak hala büyü, tılsım vb. gibi şeylerden medet umanların ve buna kapılanların varlığını bilmek o keyife gölge düşürüyor.
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar
7.8/10 · 7,4bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
jack london'ın eserlerini ve birçok konuda bilgili oluşunu çok seviyorum. bu eserde de bilgisini konuşturmuş ancak alaska'da yaşamayan biri için ilk 15 sayfasını anlamak ve anlatılanla bütünleşmeye çalışmak cidden güç. sonrasında akıyor. yine de eh işte. london'ın şu ana dek okuduğum eserlerinden en az beğendiğim oldu.
Bir Kuzey Macerası
Bir Kuzey MacerasıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
·
Puan vermedi
Bir Kuzey Macerası
Bir Kuzey MacerasıJack London
7.1/10 · 19,7bin okunma
y.

y.

, 2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
15/40 kitap - %38 tamamlandı
15 kitap okudu
40 kitap
2.316 sayfa
4 inceleme
43 alıntı
Reklam
insan yalnızdı, çaresizdi. bitkiler gibi kök verip yüzyıllarca dünyaya tutunamıyor ya da hayvanlar kadar mükemmel koku alamıyor, hızlı koşamıyor, uzakları göremiyor, kanatlanıp uçamıyordu. o yüzden insan insana mecburdu, muhtaçtı işte. bunu bilmeli, dünya ve insana bunu bilerek bağlanmalıydık. insan bu eksikli tabiatı icabı bencildi. bu bencillik de onu kötü yapmaya yetiyordu.
Sayfa 120Kitabı okudu
insan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
yine de güzeldi hâlâ. hâlâ nazlı ve endamlıydı. sevgi ve vefa duygusunun uzak diyarlara sonsuzca uçabilmekten bile kıymetli olduğunu, tüm dünyanın etrafında dört dönebilecekken burada bu ihtiyara yarenlik etmenin nasıl da bir göçücü kuşun kalbini çalabileceğini göstermişti bize turna.
Sayfa 104Kitabı okudu
oysa şimdi öyle boş görünüyor ki bir erkeğin, kadının aslında başka bir erkekten aldığı kızlık soyadına böyle ''anlayış'' göstermesi. kadının nüfus kağıdında bile erkekler çarpışıyordu.
azıcık sevildi diye, belki de ömür boyu aşağılanmış hisettirmekten başka hiçbir şeye yaramayacak bir şefkatle, bıraksalar çaresizce helak olup tükenecekmiş de, neyse ki bir erkek onu lütfuyla kanatları altına alıverince kurtulmuş gibi muamele görsün diye kalan ömrünü don, çorap yıkayarak, koltukta sızmış adamın üstüne battaniye taşıyarak geçirmeyecekti.
Reklam
kararını vermişti artık. bırakacaktı, bu evi, bu hayatı, bu hep başkalarının arzularına göre seçilmiş eşyayı, bütün bu mecburiyeti. neden mecbur olsundu ki. bir kadın neden bütün hayatını başkalarının mutluluğu üzerine kurup sonra da her mutsuzlukta kabahatli çıkan olmak zorundaydı ki zaten?
ama sevginin onu her haliyle ve her koşulda kabul etmekle bir ilgisi olmayabileceği şüphesi de içinde yer etmeye başlamıştı bir kere.
dünya hali böyledir, insan koyun koyuna yattığıyla bile aynı rüyayı görmez. herkes kendi hesabına uyanır, herkes kendi kabusuna uyanır.
siyasetçiler ekseriyetle böyledir. siyaset dışında kalan hiçbir meseleye kafaları öyle etraflıca basmaz. siyasetten ne kadar anladıkları ise zaten malum.
hakiki kitap satılmaz; satıldığıyla değil sayıldığıyla övülür. kitap dediğin elden ele geçer. çok satan şeyden hayır gelse dünyayı fırıncılar yönetirdi, öyle ya!
634 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.