"Büyü bozulmuştu. Sır çözülmüştü. İçinin yangını sönmüş ama küllenmemisti. O bekleyecekti. Hep bekleyecekti. Belki de yeşil çayırlı, ulu çınarlı öte dünyalarda, belki de başka taş duvarlı odalarda başka cennetler cehennemler vardı...
Sevda dediğin neydi ki?"
Biz sevgiden cinsellik boyutlarıyla almıştık nasibimizi. Kadın erkek horoz dövüşüne çıkmış hasımlar gibi birbirimize gücümüzü göstermeye soyunurduk. Bırakın ayaklarımızı o acelede dudaklarımızı öpene şaşarak...