Fotokopi çok yararlı bir araç olmakla birlikte, çoğu kez bir entelektüel alibi işlevi kazanır: Yani elindeki bir tomar fotokopiyle kitaplıktan çıkan kişi, bunların tümünü hiçbir zaman okuyamayacağına, hatta birbirine geçmiş fotokopiler arasından gerekenleri bir daha bulamayacağına emin olsa da, sanki fotokopisini çektirdiği kitapların içeriğini özümsemiş gibi bir izlenime kapılacaktır. Fotokopi uygarlığının doğuşundan önce aynı kişi, bu geniş okuma salonlarında uzun uzun notlar çıkarıyor ve aklında bir şeyler kalıyordu. Fotokopi nevrozuyla birlikte, sonradan okunmayacak kitapların fotokopisini çekmek için kitaplıkta günlerce vakit kaybetme riski artmaktadır.