Bir zamanlar Sara'nın dediği gibi mutluluk gibi nefret de tanımlanamaz, sadece hissedilirdi. Ve belki de günah ve mutluluk gibi, nefret de sadece onu fark edenlerin ve onu üzerine hissedenlerin gözünde var oluyordu.
İnsanoğlu düşlediği her şey bir gün başaracağına inanıyordu işte. İnsanoğlu gerçekten ve çocukluğunda istediği şeyi bir gün başarabilir ama o gün hiçbir zaman gelmiyor. Düşünülen şeyin imkansız olmasından ya da olasılıkları yanlış hesaplanmasından değil o şeyin istendiği gününle gerçekleşeceği gün arasında çok farklı günler olacağından, hem hayatın hem de isteyen varlığı değiştiren günler... O gençlikteki heves ileride sadece geçmişe bakıp gülümsemeye yarıyor ne ya Kendine acımaya eskileri hatırlamaya...
Çocukluğumdan bana bazı arzular kaldı, bazı korkular, gerçekleşenlerden ziyade gerçekleşmesi için can attığım yada gerçekleşeceğinden korktuğum bazı rüyalar kaldı.
Simone de Beauvoir, Varoluşçuluk temalarına edebi bir uyarlama getiren filozof ve yazarlar grubunun üyesi roman ve deneme yazarı olarak tanındı. Sorbonne'da felsefe eğitimi de aldı.
Kadın nedir sorusuna; 'kadın döl yatağından başka bir şey değildir' diye cevap verilen bir dönemin kadını olan