Bugün yine Yunanistan’ın antik dönemine bir yolculuk gerçekleştireceğiz ve mitolojideki en ünlü öykülerden birine konuk olacağız; Elektra ve Orestes’in öyküsüne. Başlayalım.
Elektra: “Hayatım pek güzel, hayran olunacak doğrusu!
Khrysothemis: “Güzel olurdu, eğer iyi düşünmesini bilseydin.” (sayfa 13)
1.Sophokles’e Dair:
Önceki incelemelerimde de
Simone de Beauvoir, Varoluşçuluk temalarına edebi bir uyarlama getiren filozof ve yazarlar grubunun üyesi roman ve deneme yazarı olarak tanındı. Sorbonne'da felsefe eğitimi de aldı.
Kadın nedir sorusuna; 'kadın döl yatağından başka bir şey değildir' diye cevap verilen bir dönemin kadını olan
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ben de kitabı tanıtım bültenine bakarak dikkat çekici bir bülten olduğu ve 2.Dünya Savaşı konulu bir kitap olduğunu düşündüğüm için aldım . Tabi bültende anlatılanlar sadece 1.kısımda var sonrasında olay orda bitiyor ve biz Freud'un kızkardeşi Adolfina Freud'un çocukluğundan itibaren yaşamını okuyoruz . Ancak
Önce kitapta anlatılmayanı anlatayım. Önce buzdağının görünen kısmından bahsedeyim. Bizim tanıdığımız Sigmund Freud’dan. Kim O?
Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olması sebebiyle kariyer basamaklarını tırmanırken türlü zorlukla karşılaşan, meslek hayatına en çok da nöropatoloji ile ilgilenerek başlayan ve niceleri gibi dehası ancak ölümünden sonra hak ettiği övgüye kavuşan psikanalizin babası, kurucusu, her bir şeyi. Ömrünün yarısını kanser tedavisiyle, ameliyatlarla geçirmiş çaresizlik ne demek bilen insan. Varlıklı bir ailenin kızıyla evlenip çalışmalarını dertsiz tasasız özel laboratuvarında devam ettirme fırsatını, hayatının aşkı Martha için elinin tersiyle itmiş gönül adamı. Depresyondan muzdarip hastalarını kokainle tedavi etmeyi deneyen alışılmışın dışında hekim. Sempati beslememek mümkün değil. En azından bu kitabı okuyana kadar benim için öyleydi.
Peki bunların dışında kim? Kitabı okuduktan sonra bir yığın soru işaretiyle kalakaldım. Kitapta anlatılanla, bu zamana kadar tanıdığımızı sandığımız adam aynı kişi olabilir mi? Bir insan aynı anda hem iyi hem kötü olabilir mi? Kime göre iyi neye göre kötü gözüyle mi bakmak gerekir? Listem daha böyle uzaaaaar gider.
Fernando Pessoa 'nın (1888-1935) hayatı boyunca yazdığı ve ölümünden sonra meşhur sandığında bulunan 27 bin sayfalık elyazmalarından derlenmiş, öldükten sonra bu sandıktan çıkan notlarından, günlüklerinden,
Aşkın deliler arasında doğması imkansız, çünkü aşktan ölesiye korkuyorlar. Delilikte başkalarının nefreti ve başkalarının aşkı aynı tehlikeyi taşır. Aşk da nefret de, delinin benliğini imha etmekle tehdit eder.
Sevdiğimiz şairler:
Ataol Behramoğlu- Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Öğrendiklerini anlatma tarzını sevdim beyefendi.
Gülten Akın: bir arkadaşım şairlerin kraliçesi diyor. Bence bu ismi çok hak ediyor.
Tanışıp sevdiklerim:
Aylin Balboa, akıcı günümüz Türkçesiyle yazan, ayrıca biraz deli doluysanız kafa dengi bulacağınız hayatından
1882'de Londra'da varlıklı bir aileye doğan Virginia,Anna gibi talihsizdi. (Anna Freud'un kız kardeşi). Erkek kardeşleri pahalı okulları bitirip Cambridge Üniversitesi'ne devam ederken, o "edebiyle" evde eğitim aldı.Cinsiyetinden ötürü kütüphanelere girmesi bile yasaktı. Virginia Woolf, bu anlamsız ayrımcılığın kökenini araştırmaya karar