Geçmişte bulunduğumuz bir yere, mahallemize, okulumuza, sokağımıza, evimize rasgelince tuhaf duygulara kapılıyoruz. Oysa bazen geleceğimizde yer tutacak yerleri arşınlıyoruz ama hiç farkında değiliz.
Bu çağda birbirinizle müthiş bir iletişim içindesiniz, ne güzel. Ama iletişim dediğin bazen de susmayı, susup kendini dinlemeyi gerektirir. Siz sanki susmayı unutmuşsunuz.
Millet sanıyor ki o koca kitaplar durduk yere çıkmış. Oysa yaşanmışlıklar olmasa, çekilen acılar, coşkular, oluşup oturup sonra dağılan ve yeni baştan yazılan fikirler olmasa çıkar mı onca satır.
Kendilerini bunca severlerken başkalarından neden kolayca nefret ediyorlar? Kendileri de başkasının başkası değil mi? Nasıl olacak bu işler böyle? Dünya ne hale gelmiş yahu. Kafayı mı yediniz?