Füruğ 16 yaşındayken, baba evinin baskıcı ortamından kurtulmak adına hiciv ustası ve karikatürist Perviz Şapur’la evlenir, 17 yaşındayken de oğlu Kamyar dünyaya gelir. Sene 1953… Biyografisinde özellikle bu yıla değinmemizin bir sebebi var elbette. Evlilik hayatının aslında hayalindeki özgürlüğün çok uzağında olduğunu fark eden Füruğ, eşi Perviz Şapur’la evliliğinin de sonlarına gelir. O sıralarda da Günah adlı şiiri yayımlanır bir dergide.
günah işledim lezzet dolu bir günah
titreyen esrik bir tenin yanında
tanrım ne bileyim ne yaptım ben
o karanlık susku dolu zulada
o karanlık susku dolu zulada
baktım gözlerine gizemleriyle dolu
gözlerinin çaresiz isteklerinden
kalbim göğsümde çırpınıp durdu
o karanlık susku dolu zulada
yanında darmadağın oturdum
dudaklarıma heves döktü dudakları
deli kalbimin üzüncünden kurtuldum
Bir kadının ‘günah dolu’ bir ilişkisini anlattığı bu şiir tabii ki İran’da yeri göğü inletir ama esas Füruğ’un hayatında geri dönüşü olmayan etkiler yaratır. Yasalar boşanma sonrası çocukların velayetini babaya teslim ettiği gibi, bu şiirle ihaneti ortaya çıkan Füruğ’u cezalandırmak adına Perviz Şapur da bunu bir koz olarak kullanır ve oğlu Kamyar’ı bir daha asla göstermez kendisine. Başlıkta da bahsettiğimiz o elem, en çok da bu hasretliğin bir parçası olarak kendini gösterir şiirlerinde.