Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah, (CC) daima sevgili kullarının yardımcısıdır.
Başına bir sıkıntı geldiğinde Allah'ın kullarından herhangi birine dert yanma / şikâyetçi olma, sıkıntı içinde olduğunu kimseye belli etme ve kalbinden de Rabbini suçlama. Hikmetinden kuşku duyma. Dünyanda ve âhiretinde senin için en hayırlı olan ne ise onu seç. Afiyette olmak amacıyla O’nun yarattıklarından kimseye başvurma. Çünkü bu, Ona şirk koşmak anlamına gelir.
Reklam
İçinde bulunduğun durum, mutlaka iki hâlden biridir:
Sıkıntı veya nimet. Sıkıntı içindeysen öncelikle sabretmeye çalışman gerekir ki bu en aşağı derecedir; sonra sabretmen gerekir ki bu, derece bakımından öncekinden daha üstündür; sonra rıza göstermen, sonra da fâni olman gerekir. Bu sonuncusu abdalân içindir.
Sayfa 68 - Sabır
Sabrı bırakmayın, çünkü hayır ve selamet ondadır.
“Namaz, gönlümün sürurudur."
Efendimiz, maddi alemle biraz meşgul olduğu zaman: -"Ey Bilal, bizi biraz dinlendir. Ezan oku da namaza kalkalım." buyurmuştur.
Sabırla kısmetini beklemen, nasibini eksiltmez.
Reklam
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) “Dünyaya değer vermemek kalbi ve bedeni rahata erdirir” buyurmaktadır.
Kişinin kalbinde dünya arzusu veya dünyadan herhangi bir lezzeti tatma sevdası ya da yiyecek, giyecek, içecek, evleneceği kadın, oturacağı ev, binek, yetki, liderlik ve beş ibadet haricindeki fıkıh, hadis rivayeti, kıraat, nahiv, dil, fesahat ve belagat gibi bir ilim dalında uzman olmak, fakirlikten kurtulmak, zengin olmak, başındaki sıkıntının gitmesi ve afiyette olmak gibi herhangi rahatlık peşinde olma düşüncesi varsa yani en genel ifadeyle uğradığı zarardan kurtulmayı ve faydalanacağı şeyleri elde etmeyi istiyorsa o, gerçek zâhid (dünyaya değer vermeyen) değildir. Çünkü bu sayılanlardan her birinden nefis haz duyar. Bunları yapan kişi hevâsına uymuş, tabiatını / yaratılış doğasını rahat ettirmiş ve sevmiş olur. Bunların tümü dünyadandır, dünyada sonsuzlaşmayı sevdirir ve dünyaya alışmaya yol açar. Bu sebeple kişinin gerçek manada zâhid olabilmesi için bu duyguları tamamen kalbinden çıkarması, yokluğa, meteliksizliğe ve sürekli fakirliğe rıza göstermesi ve bunlara çekirdek kadar ilgisinin kalmaması gerekir. Bunu başardığı zaman kalbindeki bütün üzüntü ve kederler yok olup gider, rahata erer ve Allah’a ısınır (üns).
Kim âhireti istiyorsa, ona dünyada zühd gereklidir (dünyaya değer vermemek). Allah’a kavuşmak isteyen de âhirete (cennete) değer vermemelidir. Sözün özü âhireti için dünyasını; Rabbi için de âhiretini terk eder.
Sayfa 63
Hevâ ve hevesine uyarak yiyen çok yer. Çok yediği için çok su içer. Çok su içtiği için çok uyur. Çok uyuduğu için çok pişman olur. Böylesinin ölümünde çok hayır vardır. Haramdan az miktarda yiyen, hevâsına uyarak mübahtan çok yiyen gibidir. Çünkü şarabın aklı karartıp örttüğü gibi haram da imanı örter ve karartır. İman kararınca ne namaz olur ne ibadet ne de ihlas.
Sayfa 59
Reklam
...uyku onların hâlinde bir eksikliktir. Sonuç olarak bütün hayır uyanıklıktadır. Bütün kötülük ise uykuda ve gaflettedir.
Uyku, ölümün kardeşidir,
Allah'ın emrine teslim olmak..
Eğer kısmetinde sana gelecek bir nimet varsa, istesen de gelir istemesen de.
Ey dünya!Her kim bana hizmet ederse,sen de ona hizmet et!Her kim de sana hizmet ederse,onu yor.
Sayfa 39
Haramı terk etmek, bir yaratılmışı Allah'a şirk koşman terk etmek, kader ve kazasında Allah’a itiraz etmemek, insanlara boyun eğmeyi terk etmek ve Allah'ın emrinden yüz çevirmeyi terk etmek de (mutlaka yapılması gereken) farzlardandır. Hz. Peygamber (s.a.v.) “Mahlûkata itâat; Halık’a isyandır”.
Allah'a isyan olan yerde (kula) itaat yoktur.) Müslim 1840, İtaat 39, Buhari Ahkam 4 لا طاعة لمخلوق في معصية الخالق
Mümin öncelikle farzlarla uğraşmalıdır. Farzları bitirince sünnetlerle uğraşır. Sonra nâfilelerle ve faziletlerle uğraşır. Farzları tamamlamadan sünnetlerle uğraşması ahmaklıktır. Farzlardan önce sünnetlerle ve nafilelerle uğraşacak olursa ameli kabul edilmez ve kendisi horlanır.
Sayfa 59
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.