Böyledir bu dünya, yaşam cömertlik ister: İnsanın kendi içindeki karakteri yetiştirmesi, ama bunu yaparken de çevredeki hiçbir şeyi algılamaması, hâlâ soluk alsa da ölü olmaya benzer.
O andan başlayarak hareketlerim daha silik,kişiliksiz oldu. Başka yanlışlar yaparım korkusuyla, hareketlerimi yavaş yavaş en aza indirgedim, uyuşuk dalgın biri olup çıktım.
Gücü ellerinde bulunduran çoğunluğun o yırtıcı saflığı... Ah! Hangi konuda olursa olsun norm ve kuralları belirleyenler. Kültürel, ailevi, mesleki, siyasi, dini kurallar; klan, kulüp, çete, mahalle, sağlık kuralları, kas veya beyin normları... Standardın bekçileri, anlaşılmaz olanın kokusunu alır almaz nasıl da geri çekilip savunmaya geçerler, nasıl da direnirler, sanki evrensel bir komplo karşısında tek başına kalmışlardır! Kalıbın dışına çıkanın yarattığı tehdit korkusu...
Hayatta kalabilmek için bizler kadar çaba göstermiyordun. Yok edilmeye belki çoktan razıydın. Senin amacın varlığını sürdürmek değil de sanki bambaşka bir şeydi. Sen bir şahittin.
Düz yolların aksine, tali yolları tercih ediyorum. Yol uzuyor ama böylesi daha güzel. Yollarda çiçekler buluyor insan...
"İnsan için liman yok, sahil yok zaman için,
O geçer, biz göçeriz! ..." Lamartine, Göl