Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gamze

Oysa güvenli bir hayat istemek, ortalama olmak demekti. Hayatın risklerini birçok alana bölüştürmek, hep düşünerek, temkinli adımlar atmak ve bedelini bunaltıcı bir yaşama biçimiyle ödemek.
Reklam
İnsan oturduğu masanın sofra, başının üzerindeki çatının evi olmadığını ikinci tabağı isteyemediğinde anlıyormuş…
“…Benim çocuklarım çok dürüst haddinden fazla yurtsever olarak yetişti. Aşırı derecedeki bu yurtseverlik kendilerine bu kadar zarar getirdi. Deniz çok fazla yurtseverliğinin kurbanı oldu, gitti.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İnsanlar her şeyin üzerinde görürler kendilerini. En iyi hep onların hakkıdır. En kolay iş, en kolay para onların olmalıdır. Üstelik senin işin lüzumsuzdur. Sana havadan para ödeniyordur. Boş ver. Geç bu insanları.”
Kadınlar neden birbirlerini acıtmak için uğraşırlar, hala anlamış değilim. Belki kadın olmadığımdan… Sahip oldukları, sahip olduklarını sandıkları, arzuladıkları ve nefret ettikleri insanlar, eşyalar ve durumlar üzerinden üstünlük kurmak, kendini kabartmak, karşı tarafı kışkırtmak, ezmek, tırnaklarını geçirmek ne kadar boşa uğraşlardır. İnsan ömrü boş ve saçma şeylerle uğraşcak kadar uzun mudur?
Reklam
…yalnızlık çoğu zaman bir kabuktur. Etrafta olan biten her şeyden sıyrılabileceğimiz, belki kendimizi iyileştirebileceğimiz, yeniden ve daha güçlü dışarı çıkabileceğimiz veyahut içinde çürüyeceğimiz bir kabuk.
“İyi olmaya çalışmaktaki tek sebebinin Tanrının onayını ve ödülünü almak ya da kınaması ve cezalandırmasından sakınmak olduğunu mu kastediyorsun gerçekten? Bu ahlaklılık değildir, yalnızca yağcılık yapmaktır, dalkavukluktur, her hareketini gözetleyen ve hatta bütün sahte düşüncelerini bile izleyen gökyüzündeki büyük gözetleme kamerasına veya kafanın içine yerleştirilmiş küçük dinleme aletine rol yapmaktır.”
Ama kendini toplamayı başardı…yıkılmış ama her nasılsa bütün kalmayı başarmış halde.
“İnanç çok ama çok tehlikeli olabilir ve onu masum bir çocuğun savunmasız zihnine aşılamak çok büyük bir yanlıştır.”
Geride kaldı insanlar ve onların bitmek bilmeyen yanlış anlamaları, dedikoduları, kem dilleri, hırçın bakışları… Geride kaldı bu şehrin hoyratlıkları, zorlukları…
Reklam
Televizyondaki kırık şarkıcıları herkes bayıla bayıla seyrediyor. Ama kendi çocukları öyle olacak diye kafayı yiyor aynı insanlar.
Bir kadının kocasını düşündüğünde aşk değil, sevgi değil korku hissetmesi ne acıydı.
“Yüreğimin ne dediğini anlayamadığım için mutsuzum ben.”
“Bilim bana Tanrı’nın mutlaka var olması gerektiğini söylüyor. Aklım bana Tanrı’yı asla anlayamayacağımı söylüyor. Ve kalbim bana mutlaka anlamam gerekmediğini söylüyor.”
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.