Aranızda zeki olmayan kim var? Hiçbir şey yapmayanlar da zeki, politikacılar da, gazeteciler de...
Bütün savaşlarda böyledir; askerler çarpışır, gazeteciler bağrışır ve palavracı yurtseverlerin hiçbiri kısacık propaganda gezilerinin dışında, cephedeki siperlere yanaşmaz bile.
Sayfa 79 - bgst yayınları - Haziran - 2017Kitabı okuyor
Reklam
Diplomasi günleri başlamıştı, bu yüzden ciddi bir çevirmene ihtiyaç doğmuştu. Latife görüşmeye gelen yabancı gazeteciler ile Mustafa Kemal arasında çevirmenlik yapıyor, onun notlarını alıyor, birikimi ve aklıyla ona yardımcı oluyordu.
Sayfa 28 - Doğan KitapKitabı okudu
Otuz yılı aşkın bir süredir akademisyenler, postmodern felsefenin çatısı altında, "hakikati", artık entelektüel zihinlerin inanmayacağı "büyük anlatıların" bir türü olarak itibarsızlaştırmaktalar. Naif ve/veya baskıcı olmakla suçlanıp reddedilen tekil "hakikatin" yerine, kabul ettirdikleri yeni sağlam entelektüel inanç ise, her zaman çoğul ve göreceli olan "hakikatler"dir. Postmodernizmin görecelilik ilkesi çerçevesinde, hakikat, onu yapan kişiye göre değişmektedir. Evrensel bir hakikat oluşturmak için kendimize özgü olanın dışında hiçbir pozisyon yoktur. Bu postmodern tutum, 1990'larda toplumun tüm kesimlerine yayılmıştır. Yirminci yüzyılın son on yılında, gazeteciler, akademisyenleri izleyerek "nesnelliği" reddetmeye başladılar. Geride kalan modernist paradigma çerçevesinde nesnel hakikatin olduğunu savlayanlar ise kendilerini ve kamuoyunu aldatmakla suçlandılar.
Sayfa 34 - Karakarga YayınlarıKitabı okuyor
KOMPRADOR BÜYÜK BURJUVAZİ
Komprador Büyük Burjuvazi Komprador büyük burjuvazi, uluslararası burjuvaziyi kırsal ke- simde feodal güçlerle birleştirir ve ABD ile ve özellikle de şu an Japonya başta olmak üzere diğer emperyalist ülkelerle olan ticari ilişki- lerden yararlanır. ABD emperyalizminin ana ticaret ve finansal aracı rolünde en büyük sermayeyi yerel olarak
Sayfa 176Kitabı okudu
Filistinliye karşı İsrail’i savunanlara hemen “ırkçı” damgası yapıştırılıyor (en son BBC’de bir programda sözüm ona saygın gazeteciler arasında yapılan bir tartışmada bu oldu). Halbuki İsrailli Yahudi de, Filistinli Arap da Sâmi ırkından gelirler. Yani aynı ırkın mensubudurlar. Birbirlerine olan nefretin sebebi dinleridir.
Reklam
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği sizinkinden daha temiz ve sağlam bir askere rastgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. " ... Millet de ordudan geri kalmamıştı. Binlerce sahne aktı hayalinden: Milli yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirenler, ikmalciler, kağnı, araba, eşek ve deve kolları, işçi taburları, gizli örgütler, silah ve cephane kaçakçıları, hamallar, gümrükçüler, sandalcılar, motorcular, denizciler, havacılar, doktorlar, gönüllü hemşireler, dikimevi terzileri, sargı bezi hazırlayanlar, takılarını orduya armağan eden kadınlar, ustalar, işçiler, demiryolcular, şoförler, gazeteciler, öğretmenler, yurtsever din adamları, Kuva-yı Milliyeciler, Kızılaycılar, Müdafaa-yı Hukukçular, yöneticiler...
Cenaze Töreni: Tercüman, Cumhuriyet ve Yeni Asya gazetelerinin 13 Aralık 1975 tarihli sayılarında "Nihal Atsız Bugün Toprağa Veriliyor" başlıklı haberler vardır. Atsız'ın vefatını herkes duymuş, cenazesinin 13 Aralık'ta kaldırılacağını herkes öğrenmiştir. Atsız, Reşide Sançar'a "Kimseye haber vermeyin. Birkaç kişiyle
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.