Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Hayat boğazımda düğümlendi. Sakıncalı tutkularımı mezar taşlarına yazdım. Bu kaçıncı yerlebir oluşu kalbimin?
Bu gece kaç kez doğup, kaç kez öleceğim?..
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, bir kaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
İnsan beyninin dünyaya dair karmaşık bilgileri filtreden geçirerek indirgediğini, mesela insanın bir ağaca baktığında sonsuz karmaşıklıktaki sayısız yaprakla dalı “ağaç” denen şey olarak gördüğünü biliyordu. İnsan olmak, dünyayı sürekli indirgeyerek anlaşılabilir ve basit bir anlatıya dönüştürmek demekti.