Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siyer-i Nebi tümü
Peygamberimiz`in Mübarek Nesebleri Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Kureyş kabilesindendir. Haşim ailesinden gelmiştir. Muhterem babasının adı Abdullah, dedesinin adı Abdülmutalib ve annesinin adı "Amine"dir. Peygamber Efendimizin baba tarafından mübarek nesebleri şöyledir: Hazret-i Muhammed (sallallahu
Ölü Nota
Belgrad ormanlarında koşmak istemişimdir her zaman, ne hikmetse kendimi gecenin bir yarısında ormanda koşarken buluyorum, kanımın hızlanması boğazımdaki damarlarda gerilme nefes alıp verirken soğuk havanın ciğerlerime dolması her şey güzelde arkamdan koşan kimliği belirsiz bu şahıs kim! Elindeki silahın parlak metal yüzeyini bir aralık görür
Reklam
Gerçek Tarih
1800 lerin son çeyreğinde, tarih sayfasına hazin bir öykünün sözcükleri düşer. Yazılanlar gerçekle örülü, dünü ve yarınıyla iniltilidir. İki imparatorluğun derin bağları bir öyküyle düğümlenir. 1887 yılında Japon imparatoru Meiji dönemin osmanlı padişahı 2. Abdülhamid’e armağanlar gönderir. Bu, tarih de ilk türk ve japon yakınlaşmasıdır. Tabi
Değerli Aysel Doğan Hanımefendi'nin izni ile, yaşamından ufak bir kesiti paylaştığı kitabını buraya da taşımak isterim. Kitap basında tükenmiş, sponsor bulunamadığı için tekrar basıma verilememiştir. Kaydedip pdf dosyası yapabilir, çıktı alabilirsiniz. ilk baskı ismi; 'anılarım, acılarım ve şizofreni' ikinci baskısı ise; '18 yaşında uyudun 29
Son birkaç kısım zamanda, kendimi çok iyi hissetmiyorum.Kitap okudukça garipleşiyorum. Kendime yabancıymış hissine kapılıyor ve bu his güçlendikçe daha çok okuma ihtiyacı duyuyorum. Dahası davranışlarımı kontrol edemez durumda hissediyorum bu birkaç kısım zamanda. Gece karanlığıyla boğuşuyor, tıkırtılarını dakikalarca dinliyorum. Evvelki anda, beynimde zihnimi emen masaların düşü ile bekliyor, bekletiliyorum. Derimin iç kısmında oluşan kiri sürekli Su içerek yıkıyor, içiyorum içiyorum içiyorum .. ama arınamıyorum. Arınamıyorum zihnimden akan düşüncelerin passından. Kendimle oyun oynuyorum bazen. Yenilince kendime, çok ağrıma gidiyor. Sonra tekrar tekrar tekrar ama hep yeniliyorum kazanacağım inancıyla. Bir an duraksıyorum, Geçmişi gözettiğimde zamanım inancıma esir düşmüş. Kıskıvrak inancın girdabına çekilerek diplere en diplere karanlığa sürükleniyormuşum. Ah bir bilseniz! Bakmaktan gözümün feri düşmüş karanlık gecelere.Karanlık geceler, ah bu karanlık geceler. Gecenin karanlığıyla evlensem mi diyorum? Belki iyi eder, çok da sevimli olurum. Ama kabul etmez ki beni, der iç sesim. Eeeee o ki evrenin en esrarengiz gücü. Ve güce bakıyorum. Sonra yine dalıyorum güne ve güneşe.
Mısırlı Âlim Muhammed Mutevelli Eş Şa’ravi şöyle der: Ben San Francisco’da iken bir müsteşrik bana sordu: - Sizin Kuran’ınızda bulunan şeylerin tamamı doğru mu? Cevap verdim: - Kesinlikle evet. Tekrar sordu: - O halde Allah niçin kâfirlerin müminlere galip gelmesine imkân veriyor? (Hâlbuki Kuran diyor ki: “Allah kâfirlerin müminlere galip
679 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.