Geçen günler kimi zaman insana huzur ve mutluluk veriyor,kimi zaman karabasan gibi insanın üzerine acımasızca çöküyordu.
Geçen günler kimi zaman insana huzur ve mutluluk veriyor, kimi zaman karabasan gibi insanın üzerine acımasızca çöküyordu.
Reklam
Son dakika!
13 haberlerini sunmak için tekrar karşınızdayız. Ülkemizin yaşadığı krizden dolayı her geçen gün yeni bir eylemle karşılaşmaya alıştık. Bugün de çocuğunun kitap, defter ihtiyacını karşılayamayan bir baba zorla bir yayınevine girip önüne gelen kitapları toplayarak yol ortasında eylem yapmaya başladı. Söz konusu kişi boğaz köprüsünün üstünde
''Her gün bir öncekinden küçücük ayrıntılarla farklılaşıyordu ve olaylara ve zamana muhatap zihnin zamanı algılayışı beklediği, amaçladığı bir menzil üzerine kuruluysa, geride kalan günler içerikleri bir bilinçle amaca özgülense bile rakamdan öteye geçemiyordu. Üç gün geçti deniyordu mesela, o olaydan bu yana. O üç günde hissedilenler sebebiyle çok değerliydi geçen zaman ve kaydediliyordu aşılan mesafe olarak bir yere ama dillendirişi bir sayı sıfatından öteye geçemiyordu. Dilin bir eksikliği değildi. Olsa olsa insanın ve algılayışının bir eksikliğiydi. Soyut kavramlarla somut kavramları bir tutamıyor, bağdaştıramıyordu insan, biriktirirken.''
Sayfa 63
"Geçen günler kimi zaman insana huzur ve mutluluk veriyor,kimi zaman karabasan gibi insanın üzerine acımasızca çöküyordu. "
Saatler , günler , aylar ve yıllar tükenir , geçen zaman geri döndürülemez, gele­cek zaman da bilinemez; insanın kendisine yaşaması için ta­nınan süreye memnun olması gerekir.
Reklam
ATATÜRK OLMASAYDI:
Din ve Maneviyatı akıl ve mantıkla böylesine bağdaştıran bir başka insan bulamazdık. O, din’in dünya’dan ayrılmasını bunun için kat’iyetle iste­di. Fakat, İslâm dininin kural ve telkinlerini değerlendirirken, O’nun dayandığı akıl-mantık-halk psikolojisi terkibine, hiç bir ünlü ilâhiyatçı yetişemedi. ☆ Sizlere bir Zekeriya Sofrası misâli vereceğim.
Sayfa 116 - Kazancı KitapKitabı okudu
Geçen günler üzerine
Herkes şaşırıyor. Ben iç dengemi kaybetmedim. Demek bütün bu üzüntüleri yaşamaya ihtiyacım varmış.
Sayfa 240 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Geçen zamanın bir manası yoktu. Birikiyordu günler, üst üste koyuluyor, istifleniyordu ama sonra birbirine geçiyordu, iç içe, öyle ki, bakınca ne zaman oldu, hangi gün oldu seçillemiyordu. Her gün bir öncekinden küçücük ayrıntılarla farklılaşıyordu ve olaylara ve zamana muhatap zihnin zamanı algılayışı beklediği, amaçladığı bir menzil üzerine kuruluysa, geride kalan günler içerikleri bir bilinçle amaca özgülense bile rakamdan öteye geçemiyordu.
Sayfa 63 - Güray SÜNGÜKitabı okudu
Çariçe Maria Feodorovna, Prusya Kraliçesi Louise'nin kızı Pren­ses Charlotte idi. 1816 yılında Grandük Nikola'yla evlendi. İkisi de romantik gençlerdi ve aşk evliliği yapmışlardı. Almanların ailesine düşkün hassasiyetinin verdiği güçle yakışıklı genç eşi­nin üzerine titredi. Kardeşi tahttan feragat ettikten sonra Nikola başa geçince bir
Reklam
Kafkasya'daki savaşın niteliği değişiyordu. Mu­hafız Alayı'ndan çok sayıda parlak genç asker, düzenli Güney Ordusu'na ve dertlerinden kurtulmak ya da vakit geçirmek için onlarla birlikte savaşan sürgünlere ve paralı askerlere katıldı. Yeni gelen askerler, savaşın gidişatını derinden etkileyecekti. Or­dunun tam teçhizatlı olmasına
Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle iniş­li çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
Geçen zamanın bir manası yoktu. Birikiyordu günler, üst üste koyuluyor, istifleniyordu ama sonra birbirine geçiyordu, iç içe, öyle ki, bakınca ne zaman oldu, hangi gün oldu seçilemiyordu. Her gün bir öncekinden küçücük ayrıntılarla farklılaşıyordu ve olaylara ve zamana muhatap zihnin zamanı algılayışı beklediği, amaçladığı bir menzil üzerine kuruluysa, geride kalan günler içerikleri bir bilinçle amaca özgülense bile rakamdan öteye geçemiyordu.
Sayfa 63
Geçen zamanın bir manası yoktu. Birikiyordu günler; üst üste koyuluyor, istifleniyordu. Ama sonra birbirine geçiyordu. İç içe, öyle ki; bakınca ne zaman oldu, hangi gün oldu seçilemiyordu. Her gün bir öncekinden küçücük ayrıntılarla farklılaşıyordu ve olaylara, zamana muhatap zihnin zamanı algılayışı ; beklediği ve amaçladığı bir menzil üzerine kuruluysa, geride kalan günler, içerikleri bir bilinçle amaca özgülense bile, rakamdan öteye geçemiyordu.
203 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.