Tarihin çelişkesini ve bilimin
soysuz olmadığını biliyorum
ne ki çıplak tellerin ucunda çırpınan
bir çığlıktır insanın katettiği yol
Ama acıya alışılmaz yaşanacaksa
geceye boyun eğilmez sürgit
çünkü insanlığımızın tarihi
acılar bittiğinde yazılacak
Ve şimdi acı bir gülüşle
durup anlatıyorsam bütün bunları
duyulsun bir çığlığın dehşeti
acının hesabı sorulsun diyedir
Zulüm, yaralı bir hayvan gibi çığlık atarak sokuldu barikatlara. Ama söküp atamadı grevcileri yerlerinden. Bir yanda cellatlar, diğer yanda sevda... Anladım ki zulüm, son demlerini yaşıyor artık. Bu yüzden geceye doğru daha saldırgan, daha yırtıcıydı. Ne ki, cellatları mutlaka yenecek, zulmün de defterini dürecektir sevda. Ama bu gece kanlar içindeydi umut, kanlar içindeydi ekmek, kanlar içindeydi sevda. Ne varsa sevdadan yana bu gece dünyada, hepsi birden haykırdılar: "Kahrolsun zulüm. "
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan
soytarılar gördük genç ömrümüzde
ölüm peşimize düşende bir göçebeydik
suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına
bütün sığınaklar
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan
soytarılar gördük gencömrümüzde
ölüm peşimize düşende bir göçebeydik
suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına
bütün sığınaklar uçurumlara açılırdı
Rüzgâr suyu soğutsun su terli bedenlerimizi
ve aşkı düşünelim biz, destan yalnızlıkları
konuşursak akşam olur ve yine yağmur yağar
gidersek gülüşler azalır buralarda
kim bulur kayıp adresteki dostları
Bir karanlığa bakıyorum bir de zamana
ay büyüyüp bir gül oluyor ellerinde senin
ve ancak yeni bir yorumu oluryor aşkın
saçlarından sızan bu karanlık yağmur
ayın çağıltısıyla tutuşuyor begonyalar
Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü
çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların
ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru
-Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm
kendim, seni ve bütün dünyayı