tarih uzundur, uzun bir sonsuzluktur
göğsünde eskiyen kılıçlar yıldızlara çarpar
parçalanıp yeniden dağılır gökyüzüne
gürültülüdür, sessizdir, sonsuz bir uzunluktur
uyanınca atlar kısa uykularından
suyu arayan için elbette susuzluktur
bitmez! bitti sandığınızda aslında başlar
bundandır yanlış bilgelerin şaşırması
belki dinlenmek için biraz yavaşlar
tarih: anlaşılmaz tezatlar devşirmesi
kalın kitaplarda yer yer mutsuzluktur
gerçekten yaşanmıştır yaşanmadı sanılanlar
mutsuzluğu içeren uzun umutsuzluktur
sendeler belki ama düşmez, yıkılmaz
insan tarih insan tarih insan demektir
şimdi: geceye direnen uykusuzluktur
yağmur o kadar ağır: yaprak
kımıldamıyor
düşmüyor savrulan gelecekten
hiçbir şey
artık yıldızlar günü geceye
bağlamıyor
bütün saatler ötekinden biraz
ileri
kımıldamayan yaprakta
mürekkep lekeleri
zamanın kesik yerine
damlamıyor
gecenin güne çektiği ince çizgiydik
unutkan bir kışın ürperdiği akşamda
kendini yaratan utangaç parıltı: bizdik
herkes gitmişti, izler bırakarak geceye