Eskiye özlem...
Geride bıraktığımız hiçbir şey bizi beklemez, hiçbir şey ve hiç kimse bıraktığımız gibi kalmaz.
Günün birinde herkes gider, herkes kendi ormanında kaybolur ve kimse kimseyi bıraktığı yerde bulamaz. Bizi çağıran yol, yalnızca bizi değil, ardımızda bıraktığımızıda değiştirir. Aslında giden ya da kalan yoktur, dolayısıyla insanın döndüğü yer de insanın ilk çıktığı yer değildir, geriye dönüş yoktur. İnsanını adına "geri(ye) dönüş" dediği, hiç yola çıkmamış olma arzusundan başka bir şey değildir, eskiye özlemdir. Bu mümkün değildir zira biz istemesek de hayat yoluna devam eder, biz gitmeyince aynı kalmayız, hiçbir şey aynı kalmaz. Bunda israr, romantizmdir; zaten romantizmin doğuşuna neden olan da hayatın gerçek dışı kavranışı değil midir? Romantizm, geçmişe, bir daha tekrarlanmayacak olana özlemdir; zaman dışı, dayanıksız, kırılgan...