Aytmatov'u geciktirdiğim için dargınım kendime, böyle bir kalemi görmezden geldiğim için... Kitap tabii ki de sembolik bir eser, çünkü yazıldığı dönemde Kırgızistan, Sovyetler Birliği'ne bağlıydı ve böyle bir kitabı basitçe yazmak yazar için intihar olurdu. Her nesne bir gerçek aslında: Beyaz Gemi özgürlük, Orozkul gaddar sovyetler birliği, Nine yancı, çocuk saflık ve vicdan, dede ise geçmişin temsilcisi. Her şey, Orozkul'dan sorulmaktadır, ağaç mı lazım çağır evine doldur votkasını yedir bir güzelce, ardı kesilmeyen iltifatlar yağdır istediğini alırsın. Bunları yapmazsan Orozkul'a saygısızlık etmiş olur hiçbir şey alamazsın. Dağın Korucusudur o. Her şey ondan sorulur. Dedeye eziyet eder istediğini yapar istediği gibi eşini de döver. Kimse bir şey diyemez diktatördür o. Saygı da göstermez içinde yaşayanlara, değerlerine de, atalarına da, inançlarına da... Olan kime olur? Safa olur vicdanı sızlayana olur çocuklara olur... Hiç görmediği, tatmadığı özgürlüğe kavuşmak isterler... Balık da olmak isterler... Keşke olmasalardı...