Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mehmet Akif :
Sahipsiz olan gençliğin mahvolması haktır, Sen sahip olursan,bu gençlik,mahvolmayacaktır !
Sayfa 128Kitabı okudu
Mehmet Akif :
Allah'a dayan,sa'ye sarıl,hikmete ram ol, Yol varsa budur,bilmiyorum başka çıkar yol.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Gençliğin Izdırabı
“Biz, dâima İslâmiyet’e ve ahlâka aykırı hareketlerinden dolayı, bugünün gençliğini tenkid eder, ayıplar dururuz. Bu asabî gençliğin psikolojik durumlarıyla ilgilenip, onları bu dejenerasyona iten sebepler ve bu sebepleri ortadan kaldıracak çâreler üzerinde kafa yorarak, ciddî ve müsbet teşebbüslerde bulunduğumuz, pek ender vâkidir.”
Gençliğin Izdırabı
“Yıllardır başıboş, gâyesiz, mâneviyatsız, köksüz ve sâhipsiz olarak yetişen gençliğin mânevi boşluğunu dolduracak, huzûrsuzluk ve ızdırâbını dindirecek ne gibi bir hamlede bulunduk? Sâdece suçladık, sâdece hor gördük, ithâm ettik, nefret ettik, tahkir ettik ve sâdece mahkûm ettik. Hâlbuki bu bizi, her gün biraz daha içinde bulunduğu batağa saplamağa ves’île olacak, pek yanlış bir davranıştan başka bir şey değildir. Onları bugünkü antipatik ve anormal duruma düşüren sebepleri göz önünde bulundurarak, muhtâç oldukları şefkat ve anlayışı göstermekliğimiz îcâb ederdi.”
Sayfa 5 - Nur YayınlarıKitabı okudu
Gençliğin Izdırabı
“Evet, şefkat... Hem sonsuz, nâmütenâhi bir şefkat. Çünkü gençlik, buna muhtâç. Tekdir ve tahkirden ziyâde, şefkat ve anlayışa ihtiyâç duymakta.”
... bugün, Türk toprakları üzerinde yaşayan Müslümân Türk âilesi birbirine zıt hayât tarz ve görüşleri içinde üç kategoriye ayırmamız îcab edecek: 1- İslâmi prensiplerinden ferâgat etmeyen ve îmânlı müslüman âileler. 2- Medenî îcaplara uymak zarûretini hissederek, gayri İslâmî yaşayan, fakat dîni îcaplara uyamamanın üzüntüsünü çeken gâfil âileler. 3- Ecnebîlere parmak ısırtacak kadar hayâsızca yaşayan ve İslâmî olan her şeyi istihfaf eden, ALLÂHü Azîmüşşân’ın yüce emirlerine fütursuzca sırt dönen sosyetik âileler.
Sayfa 32 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İkinci faktör olan okula gelince : Bugün gençliğin : <<Liselere mecbûrî dîn dersi istiyoruz!... Müslümân atalarımızın torunları olarak biz de dînimizi hakkıyla bilip, öğrenmek istiyoruz!>> şeklindeki cânhıraş feryâtları, maârifimizin bugüne kadar ne derin bir uykuda olduğunun en beliğ if’âdesidir. İlk ve orta okullarda nâehil öğretmenler tarafından verilen gâyet cüz’î ve ihtiyârî dîn dersleri, yârının Türkiye’sini meydâna getirecek olan gençliği tatmin edememekte, ona muhtâç olduğu sağlam bilgi ve îmânı verememektedir. Bu tedrîsatla yetişen genç de tabî olarak, mâneviyâtsız, kof ve bomboş olacaktır.
Ve sen, ey binbir dert ile muzdarip kardeşim! Gördün ve anladın ki; ne âile, ne okul ve ne de cemiyet sana aradığını verememekte. Ve sen yine anladın ki; sen, bu dejenere cemiyet içinde yalnız bırakılmaya mahkûmsun. Şu hâlde gayret sana düşüyor kardeşim. Gözyaşlarını sil ve artık gayrete gel!...
Sayfa 35 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
İslâmiyet ve îmân sana şefkat kollarını uzatan nûr dolu bir kucaktır. Bu şefkatlı kucağa sığındığın ândan îtibâren ızdırâbının dindiğini ve dünyâya yeniden gelmişçesine rahâtladığını, ferâhladığını hissedeceksin. Saâdet ve huzûr dolu günler seni bekliyor kardeşim. Koş ve kurtul!
Sayfa 35 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
Her saâdetin ardında bir elem gizli olabileceği gibi, her elem ve ızdırâbın arkasında da umulmadık bir saâdet gizlidir.
Sayfa 36 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... hidâyet, öyle bir lütf-u Rabbânîdir ki o, lûtfa mazhâriyyet kazanan insân, o ândan îtibâren en çetin bir imtihânın kapı eşiğinde hissetmelidir kendisini. Musîbetler, beklenmedik darbeler, inkisâr-ı hayâller, hâsılı işte böyle ve bâzen çok daha fazla tahammülfersâ isimli - isimsiz ızdıraplar.. Izdıraplar... Izdıraplar...
Sayfa 51 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
<<Neden daha evvel değil de,bu yaştan sonra?>> diye de kendinizi harâb etmeyin. Hangi yaşta olursa olsun, - genç ve yaşlı - her insân, hidâyet şerbetinin lezzetini tadar tatmaz <<Neden daha evvel tatmadım?>> diye esefle çırpınarak geçen zamânlarına yakınır. Lâkin, dünkü gün geçmiştir. Yârına ise, ulaşacağımız bizce meçhûl olduğuna göre, bizce ehemmiyyetli olan, içinde yaşadığımız gündür. Şu hâlde dünü ve yârını düşünmekten ziyâde, esâs gâyemiz, içinde yaşadığımız bugünün kıymetini bilerek, onu değerlendirmek olmalıdır ALLÂH yolunda.
Sayfa 53 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
Gençliğimiz... Zavallı, biçâre gençliğimiz... Sâhipsiz, başıboş gençliğimiz, dününden habersiz, yârınından endişesiz, hiçbir mes’ûliyet hissi taşımamaksızın hem de en sefil şekilde ve en süflî yollarda sâdece gününü gün etmeye bakmakta. Mâzisi ile hiç alâkası yok. Âtisi ise onu hiç ilgilendirmiyor. Vatânı ve milleti için beslemesi lâzım gelen mes’ûliyet duygusu onun için kaldıramayacağı ağır, büyük bir yük.
Sayfa 78 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
Dikilen zakkum ağacından gül biter mi hiç?
Sayfa 78 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
Kara kara vicdânların, koca koca o hâin elleri yok mu, işte milletimize, işte mâsum gençliğimize kıyan eller, o vicdânsız kâtil ellerdir. Dün tıpta, sanâyîde, ilimde, san’âtta, kültürde ve bütün milletlerin karşısında tâzim ile eğildiği yüce milletimizi, bugün gâvur kapılarında uşaklık yapacak kadar alçaltan ve geri kalmış milletler listesinin başlarında yer almamıza sebep olan bu cânî ellerden kurtardığımız gün, milletimizin ufkunda selâmet güneşinin par par parladığını görecek ve o büyük günde kurtuluşumuzu kutlayacağız milletçe.
Sayfa 79 - Nûr YayınlarıKitabı okudu
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.