Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ruhsal yönden sakatım artık...
"Evet," dedim, "çocukluktan beri budur benim kaderim. Herkes yüzümde kötü duyguların belirtilerini aramıştır hep, oysa hiçbir kötülük yoktu içimde. Ama onlar var olduğunu düşünüyorlardı, istedikleri de oldu sonunda. Alçakgönüllüydüm, gösteriş meraklısı olmakla suçladılar beni: Bu yüzden açılmaz oldum insanlara. İyiyi ve kötüyü
Yazmaya yeni başlamış bir yazar ne hisseder?
En güzel yıllarım olan gençlik yıllarımda, yazarlığa başladığım o yıllarda da yazmak sürekli bir ıstıraptı benim için. Küçük yazar hele şansı da yardım etmiyorsa bir fazlalık gibi hisseder kendini. Beceriksiz, sakar, diken üstünde gibi tedirgindir. Karşı konulmaz bir güç, edebiyat ve sanat çevrelerine çeker onu. İnsanların gözlerine doğrudan doğruya ve cesurca bakmaya korkarak, silik ve ürkek, dolanıp durur oralarda. Parasız bir kumar düşkününün korka korka kumar masalarına sokulması gibi. Okurlarımı tanımazdım, ama onları nedense hep, dost olmayan, kuşkucu birileri olarak canlandırırdım gözümde. Topluluktan korkardım, ürkütürdü beni ve ne zaman yeni bir oyunum sahnelenecek olsa, bana esmer seyirciler ona karşı düşmanca bir tavır alıyorlarmış, sarışınlarsa umursamıyorlarmış gibi gelirdi hep. Of, ne korkunçtu bütün bunlar! Ne ıstırap verici bir şeydi!
Reklam
“Ya gerçekten insanın kötü yönleri iyi yönlerinden daha fazlaydı, ya da insan iyi şeylerden çok kötü şeyleri benimsemeye daha yatkındı.”
Sayfa 113
“Neden ruhumda her şey bu kadar güzel, bu kadar açıkken kağıt üzerinde ve düşündüğüm bazı şeyleri hayata geçirmek istediğimde bu kadar çirkin oluyordu?”
Sayfa 17
388 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitaplardan uyarlanan filmlerden, gerçek hayattan uyarlanmış dizilere
90'ların kışları, bir odaya sığdığımız, aynı odaya hayallerimizi de sığdırdığımız yıllar. Evin tek odasında soba, sobanın üstünde kaynayan çaydanlık, çamaşır demirinde annemin yıkadığı, Ankara ayazında donan ve sanki başsız, ayaksız, kolsuz vücutlara benzeyen, dışarıdan getirdiği çamaşırlar, çamaşırlardan damlayan damlaların sobanın üstündeki
12 Eylül Yılları ve Sinemamız
12 Eylül Yılları ve SinemamızAtilla Dorsay · İnkilap Kitabevi · 01 okunma
Reklam
Yaşamayı herkesçe bilinen ve insans ufak tefek de olsa birtakım üzüntüler veren sıkıntılı yanlarını gizlemeyi ve bunları uzaklaştırmayı öyle güzel becerirdi ki, kıskanmamak elde değildi.İnsanları rahatlık ve tad veren herşeyden anlar, onlardan nasıl yararlanacağını bilirdi.
Sayfa 49
“İnsanın toplumsal konumsal ahlaksal konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir.”
Sayfa 210
İnsanlara istediğin kadar iyilik yap, istediğin kadar bağlı ol, karşılığında iyilik göremiyorsun.
Sayfa 28
302 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.