Georges Auguste Escoffier Yorumları ve İncelemeleri

“Madeleine de Proust” diye bir kalıp var Fransızca’da, çok hoşuma gider. İnsanı bir anıya götüren koku veya tat.. Hikayesi şuradan gelir. Proust bir gün madlen kekini çaya batırıp yerken kekin damağında bıraktığı o tat ve koku onu geçmişinde bir ana götürür. Yedi kitaplık Kayıp Zamanın İzinde eserinin yazılmasına ilham olur. Üstüne bir de farkında olmadan nörobilim alanında bir kapı aralamasını sağlar. Hafıza ve anılar için koku ve tadın çok önemli bir rolü vardır. Proust bunu sezgileriyle keşfetmiştir. Her birimizin farklı Madeleine de Proust’ları yok mu şu hayatta? Bu kitap ismiyle, kapağındaki madlen kekiyle beni oku diyordu. Proust diyerek başladım ama içerisinde farklı alanlarda isim yapmış sanatçıların hikayeleriyle karşılaştım. Walt Whitman George Eliot Auguste Escoffier Paul Cezanne İgor Stravinski Getrude Stein Virginia Wolf.. Tüm bu isimlerin ortak noktası, bilim alanında kanıtlanmış olguları bilimcilerden önce sezgileriyle öngördükleri ve duygularıyla düşünceleri arasına kalın duvarlar çekmemeleriydi. Kitabın özü bilim ve sanatın katı iş bölümlerini yıkıp biraz daha özleşerek birlikte yeni bir yoldan ilerlemesi.. Bunun şartı ise bu iki kültüre ait alışkanlıkların değiştirilmesi. Bilim ve sanatın birbirine birbirine eşlik ettiği bu kitaptan okuduğum cümlelerden, öğrendiğim bilgilerden ziyadesiyle memnun kaldım. İlgi alanı olan herkese öneririm.

Proust Bir SinirbilimciydiJonah Lehrer · Ayrıntı Yayınları · 2020104 okunma