hakkın ve adaletin kısa zamanda gerçekleşeceği, insanların kardeşçe yaşayacağı bir dünyanın kurulacağı konusundaki düşlere veda etmişti artık, insanla­rın dünyanın sonuna dek kurtlar gibi birbirlerini yemeleri­ne razıysak, kollarını kavuşturup beklemek gerçekten en iyi yoldu. Ama hayır! Bu işe dur demek gerekiyordu, yoksa haksızlık sonu gelmemecesine sürüp gidecek,
Sayfa 248
"İnsan güçlü olmadığı zaman akıllı olmak zorundadır."
Reklam
"Yüzünde insanların ve nesnelerin etkisini kabule hazır, yazgısına boyun eğmiş kişilerin yumuşaklığı dolaşıyordu."
insan kötülük yapmıyorsa fır­sat çıkmadığındandır...
Sayfa 242
…insan haklı oldu mu, yüreğine kuvvet geliyor, bileği kolay kolay bükülmüyor, öyle değil mi ha?
Sayfa 236
Başka yolu yok bunun, iyi iş istiyorsanız, iyi para verin..
Sayfa 225
Reklam
İnsan gençken, günün birinde rahata ereriz sanıyor; ama yoksulluğun sonu gelmiyor, bir türlü bu çemberden çıkamıyorsun.
Şu kapkara dünyada, böylesine amansız bir iş için kendini tüketmek ve sonunda ekmek parası bile çıkaramamak olacak şey miydi?
Emekçiler yüz yıldır hızla artan zenginlik ve rahatlıktan paylarını alabilmişler miydi? Hadi bakalım, özgürsünüz artık diyerek bir köşeye atmışlardı zavallıları: Evet, açlıktan ölme özgürlüğüne sahiptiler, onlar da bol bol kullanıyordu bu özgürlüğü. Seçildikten sonra gidip göbeğini şişiren, yoksulları eski pabucundan bile az düşünen ensesi kalınlara oy vermek kimsenin karnını doyurmuyordu.
Bizler yalnız adalet isti­yoruz, açlıktan bıktık, hiç değilse her gün karnımızı doyu­racak kadar kazanabilmek üzere oturup anlaşmanın za­manı geldi sanıyoruz.
Sayfa 224
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.