marifetli yalnizlik
Oğuz Atay "Bana haksızlıklar yapanlar yanıldılar. Ben iç dengemi kaybetmedim. Demek bütün bu üzüntüleri yaşamaya ihtiyacım varmış. " Diyordu kitabında. İhtiyacı ile gücünü denkleştirmeyen Madak ise : "Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya: Olanlar oldu tanrım Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla!". İnsan, işte böyle bir diyalektik kıskacın içerisinde kıvranarak varolmakta. Ne yapacağını bilemediği durumlara girmeden, neyin ne olduğunu bilemiyor. İnsanın hata yapmaya ihtiyacı var, hatasının bedelini ödemeye , üzüntüye , düşmeye ve yeniden kalkmaya ihtiyacı var. Her şeyi yaşamak arzusu ile katılaşıyor ve soğuyoruz. Yaşama coşkusu ile sona doğru koşuyoruz. Biz bu zaman içinde yol alırken bizden alınanlarin hesabını sorma sormaya cüretimiz edemiyoruz. Bizim olmayanlar bize geldiler ve bizim olmadan gittiler. Her defasında Kâlû Belânın devajusunu yaşadık o karanlık köşemizde. Evet, her defasında ;ancak O'ndan yardım diledik. Kimimiz mujdelendi; ama cibrille ama sıcak bir gülüşle. Bilmiyorum marifet görebilmekte mi yoksa bir yerlerde birileri ya da bir şeyler tarafından sevilmekte mi ? Marifeti olanlardan arta kalanlar da ise hüzünlü bir yalnizlik var. daha kötü durumda olanların ise umutlu bir yalnızlığı. /Aysel Mamoste instagram.com/p/CGxseGhlW74/?...
Senelerce senelerce evveldi Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz İsmi; Annabel Lee Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni O çocuk ben çocuk, memleketimiz O deniz ülkesiydi
Reklam
Kimler geldi buraya neler, neler istediler , Sonra hepsi'de bu dünyayı bırakıp gittiler. Sen şimdi , hiç gitmeyecek gibisin değil mi ? Ya ... işte onlar'da senin gibiydiler.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Bir garip devran...
“ Eskiden bizim buralarda “adam” varıdı oğul, dediğine inanılan sözüne güvenilen, mert namuslu adam! Devir değişti ya, o adamlar da galmadı, yitti gitti. Buranın insanına bir garip hâl oldu ki oğul, ne dediği belli ne gittiği... Benim aklım ermez oldu be oğul...” dedi yaşı yetmişe yaklaşmış gün görmüş babam. Yaşar Kemal ustanın ünlü sözü geldi
Üşenmeden okuyun lütfen! Ve paylaşın ki diğer insanlara da ulaşsın
Hepimiz için ibret dolu. Neleri yanlış yaptılar, neleri eksik yaptılar, şu anda ne yapıyorlar? Derslerle dolu. ★ (İtalya'yı Türkiye'de en iyi bilen gazeteci kimdir derseniz… Değerli arkadaşım Korcan Karar'dır. Orada okudu, orada gazetecilik yaptı, öğrencilik arkadaşları var, meslektaşları var, bağını hiç koparmadığı 40 yıllık dostları
Boşluk
Adam, kalabalık sokak boyunca yürüyordu. Birkaç defa sağından solundan geçen yayalarla çarpışmış; ancak onun mu insanlara, insanların mı ona çarptığı anlaşılamamıştı. Takım elbisesi içerisinde hayli karamsar görünüyordu. Elinde taşıdığı evrak çantasını, her an düşürecekmiş gibi tutuyordu. Buradan çantasının içerisinde değersiz bir materyalin
Reklam
İstemedigim halde gidişlerini gördüğüm insanlar oldu. Bazılarını toprak aldı bir şey yapamadım hatta korkudan yanlarına bile gidemedim, bazılarını mesafeler aldı çok çabaladım gitmesinler diye sevgime, bize yazık olmasın diye çok çabaladım ama onlar da gitti, bazılarını başka insanlar aldı yaptıklarımı, sevgimi,hislerimi hiçe sayıp onlara gittiler. Hani insanlar birine teselli verirken "bunları hepsi geçer, geçemeyecek şeyler değil" diyorlar ya hah işte bunlar geçmiyor. Ne olursa olsun hayatına yeni birini alsan dahi hep gidenlerden izler kalıyor. Birinin sana ettiği iltifat, sana attığı bakış, belki bir fotoğraf, onun uğruna dökülmüş göz yaşı, toprağının kokusu, söylenen tek kelime. Bunların hepsi insanın içinde ukte kalıyor, ona benzeyen birini görünce gözlerinin dolması ya da ne biliyim onun adını taşıyan başka biri seni bulunduğun ortamdan soyutlayabiliyor. Velhasıl kelam hayatında, hayatımda, hayatımızda çok kaybettiklerimiz oldu isteyerek veya istemeyerek biz onlarda takılı kaldık onlar başkasında. Yanlış anlama bu tekrar sevemeyeceğin anlamına gelmez seversin çok güzel seversin sadece gece kafanı yastığa koyduğunda aklına gelirler bazen, için acır, gözlerin dolar..
Mart Ayı Hikaye Etkinliği - Meral ve Tablosu (Lütfen sonuna kadar okur musunuz)
Meral kocasını hüzünlü gözlerle kapıda karşıladı. Meral: -Nerede kaldın Süleyman? Merak ettim. Adam hiddetle ve sinkaflı sözler eşliğinde, Süleyman: -Sana ne be kadın. Sana hesap mı vereceğim. Dedikten sonra bitkin bir halde olan karısına sert bir tokat nakşetmişti. Tokatın etkisiyle Meral duvara çarpmış sonrasında yere
MİSAFİR AŞKLAR
Biz aşkı ustalarından, Yeşilçam'dan öğrenen insanlarız. Bizim için aşk; Hülya'nın Ediz'e, Gülşen'in Tarık'a, Türkan'ın Kadir'e bakışlarıydı. Münir'in Adile'ye sarılışı, Şener'in ne olursa olsun Ayşen için mücadeleyi bırakmayışıydı. Onlar sayesinde sevginin, özleminin, kavuşmanın, mücadele edebilmenin ne kadar büyülü olduğunu gördük. Bir insanın sevdiği için neler yapabileceğine, imkânsızların dahi nasıl dize getirildiğine şahit olduk. Onları izledikçe menfaatsiz ve tertemiz aşkların hayalleriyle büyüdük. Hangimiz kendimizi onların yerine koymadık ki... Ve bir gün aşk kapımızı çaldığında; biz Türkan olursak karşımızdaki de Kadir olacak sandık. Filmlerdeki gibi "Mutlu Son" olacağına inandık. İşte orada yanıldık! Gelenler ne Kadir'diler ne de kadir kıymet bildiler. Sever dedik sevmediler, gitmez dedik gittiler, gelir dedik gelmediler... En sonunda anladık ki onlar aşk değil sadece misafirdiler. "Aşk masal değil ki hep iyiler kazansın."
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
966 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.