Düğün meydanın önündeki toprak yoldan, kara cılız bir çocuk koşarak geliyordu. Tam da gelip, damadın önünde durdu. Kaşlarının kenarından süzülen terler, ince boynunda çamurlaşıp kalıyordu.
- Hüseyin ağam, dedi. Camışlar yukarı bayırda kavgaya tutuştular, tez gelsin dedi babam, senin için. Hüseyin yerinden doğruldu. Ulan, dedi içinden; yetim
Ben şansa inanmam
Koşarak geldin bana
Mutlu gülüşler gibi
Maviydim sana
Alnımın yazısına
Mühür bastı yüreğin
Süt kokan düşler gibi
Beyazdım sana
Gittin gidiş o gidiş
Alışamadım ayrılıklara
Eylül yarası gibi
Sarıyım sana
Her sabah selamlarım
Ben bu renkli masalı
Hala yangınlarda
Kırmızıyım sana
diye sormuş Emine Kutub, eşi Kemaleddin es-Senaniri’nin ardından ona yazdığı şiirinde.
Emine Kutub 1927’de Said şehrinin Esud ilçesin’nin Muşa köyünde dünyaya geldi.
Mütedeyyin ve vasat bir ailenin çocuğudur. Beş kardeştirler. Nefise, Şehit Seyyid Kutub , Muhammed, Emine ve Hamide .
Babasının vefatından sonra ailecek yerleşmek üzere Kahire’ye göç
Hz Ömer zamanında Hz Ömer meclisteyken iki genç bir adamın koluna girmiş getirirler,
Gençler hz Ömere
-Ya Ömer bu adam bizim babamızı öldürdü kisasyet isteriz derler.
olacak bellidir hz Ömer adama söyleyecek bir seyin olup olmadığını sorar adam;
-ya Ömer ailem buradan gidiş dönüş 3 günlük uzakta izin verirseniz gidip durumu anlatıp döneyim.
hz