Merhabaa!! Bu kitap ile ilgili o kadar şey düşünüyorum, o kadar heyecanlıyım ki direkt konuya gireceğim. Öncelikle, çok akıyor. Ama yani o kadar akıyor ki bitirmem 1 günü bulmadı, sınav haftam olmasına rağmen. Gece yarısına kadar okudum ve gece kahkahalardan gözyaşlarına kadar o kadar şey yaşadım ki anlatamam. Karakterlere o kadar bağlandım ki Dolunay bir pot kırdığında CİDDİ ANLAMDA kalbim sıkıştı, ne oluyor sakin falan dedim kendime. Kesinlikle EN güzel kitabı serinin, tartışmasız. Çiçek ve adını unuttuğum Dolunay'la evlenecek çocuğun hikayesini okumak için SABIRSIZLANIYORUMM!! Çünkü ikisi de gizemli ve garip karakterlerdi ve ne olacağını merak ediyorum. Tek eleştirim, ki bu da eleştiri sayılır mı bilmem ama Dolunay kaçtıktan sonra ne olacağını bir iki bölüm daha okumak isterdim. Gerçi büyük ihtimalle Çiçek'in hikayesinde ona yer verirler 1 2 bölüm. Doğukan'ı aşırı sevdim, aşırı. Sevmediğim karakter yok denebilir. Kitabın başında ıy gıcık karakter dediklerime bile ayrı aşık oldum. Ayrıca şu ana kadar en çok güldüğüm kitaplardandı. Özellikle Dolunay'ın paspas ve metro sahnesi.. Ah, neyse, sahneleri anlatmaya başlarsam bitiremem. Kısacası, pek kısa olmadı ama, OKUYUN!
Gecenin en kör vakti ve gizemli dolunay,
Bulutlar süzülürken önünden sessizce ruh gibi,
Sonsuz bir son saklı hasret dolu ay,
Büyülü tılsım gibi sensizlik, dehşet verici !
Titriyor gökyüzü incileri döküyor birer birer,
Gözümde parıldayan ay ışığı seninle kaplamış,
Dışı mavi renkli, ince, parlayan değerli bir mücevher,
Gönlüm bir sarraf sana nasıl bir değer biçer,
Iki damla gözyaşı belki biraz acı yeter ?
Ibrahim YAVUZ
Kitapta Rumpelstiltskin masalından uyarlanan fantastik bir kurguyu okuyoruz. Efsaneye göre, her dolunayda hayalet kral Erlking ve avcıları, insanları yataklarından çıkararak onları av partisine katılmaya zorlardı. Bu av partilerinden birine kurban olacağından korkan insanlar dolunay gecelerinde yatağa korkuyla girerlerdi. Hikâye on dokuz yıl önce
Sayın Ezgi Şakar'ın ilk kitabı olan "Es'kiler"'e bana uzun gelen bir bekleme sürecinden sonra sonunda elime geçti ve bu sabah okuma fırsatına sahip oldum.
Kitap ilk başta önsözüyle dikkatimi çekti. Kelimelerin olgunlaşmaları amacıyla kilere kaldırılması... Şair ne güzel bir metafor yaratmış. Evet, her şeyde olduğu gibi
Öyle ki gecenin ortasında beliren ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünen karanlığı güzelleştiren dolunay ve onun etrafındaki ucu bucağı görünmeyen gizemli yıldızlar gibi içimde parlayarak büyüyordu.