Yalnız yaşayan Melodi evinde tuhaf olaylarla karşılaşmaktadır. Korkuyla yaşayan genç kız psikolojisinin bozulduğunu sanmaktadır. Okulda da maske şekli ve yabancı dilde yazıların gözüne görünmesi üzerine yeni tanıştığı arkadaşları Uzay ve Doruk'la bu gizemli olayların peşine düşer.
Onibaba, kötülük tohumlarını ekip biçmeye hazırlanmış ve bir ruha musallat olmaya ant içmişti. Maskenin lanet süresi bittiğinde cehennemin en derinliklerinden kaçıp asırlardır hayalini kurduğu hükümdarlık için üç ruha sahip olmalıydı.
Kabusu haline gelen yaratık Melodi'ye musallat olur. Melodi ondan kurtulmak için arkadaşlarıyla harekete geçerken okul öğretmeni Barış da aralarına katılır ve cennet, cehennem ve dünyanın hükümdarı olmak isteyen Onibaba denilen yaratığı kendi gücüyle yok etme planı yaparlar
Melodi'de görünen bazı fiziksel görünümün değişimleri Uzay, Doruk ve Barış'ta derin düşüncelere kapı aralar.
Melodi, yaratıktan kurtulacak mı?
Onibaba amacına ulaşacak mı?
Okul öğretmeni neden dahil oluyor?
Melodi'de gerçekleşen olaylar nelerdir neden üç arkadaşının dikkatini çekiyor?
Beni şaşırtan bir sonla karşılaştım. Harika bir anlatımı olan, akışını bozmadan, heyacanını kaybetmeden, korku ve aksiyonun bir arada olduğu ve kesinlikle tavsiye edeceğim bir eserdir.
Maskenin LanetiMelina Firidin · İkinci Adam Yayınları · 20225 okunma
Rastgele 1k kullanıcılarını seçip yapay zekadan onlar için gizem konulu bir hikaye yazmasını istedim. Pek içime sinmedi ama yine de paylaşmak istiyorum.
( @bosbirakamiyormuyuz , https://1000kitap.com/merwick , https://1000kitap.com/Fahrimahrii , https://1000kitap.com/Harabeolmusuz )
Tuğba, Merve, Fahri ve Yağız, sosyal medya üzerinden
Huzurlu günleriniz olsun... Bugün sizlere; yazar Mehmet Zeki Alp'in yazmış olduğu, @herdemkitapyayin bünyesinde çıkan "Laos'un Mührü" kitabının yorumu ile geldim...
Zao'nun dünyasına 4 saf ırk hakimdi; İnsan, Heçrok, Kahip ve Nanorf... Her birinin de kendisine özel güçleri vardı; insanlar mühürler ve çemberlerle
İstanbul’un soğuk ve sisli bir sabahında, Boğaziçi’nin çarpıcı manzarası yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Deniz kenarındaki yalılardan duman yükseliyor, martıların sesi rüzgarla karışarak kulaklarıma hoş bir melodi sunuyordu. Kendimi büyülü bir dünyanın içinde hissettim; zamanın dışında kalmış gibi...Ancak bu güzelliklerin altında yatan acı gerçekler de vardı. İstanbul, tarih boyunca nice felaketlere, savaşlara, yangınlara ve yıkımlara tanıklık etmişti. Ben de bu büyük şehirde büyüdüm, hayatımın her anında İstanbul’un benzersiz atmosferiyle iç içe oldum. Ancak zamanla, bu şehrin gizemli ve karanlık yüzü de benim için açığa çıktı. İşte bu nedenle, İstanbul benim için hem aşk hem acı hem de sonsuz bir merak kaynağıdır.
*Enise Tolunay*
Lotte çareyi piyanonun başına gitmekte buldu ve çaldığı şarkıya yumuşacık bir sesle hoş bir melodi mırıldanarak eşlik etti.
Dudakları hiç bu kadar büyüleyici görünmemişti bana; sanki susamışçasına aralanıp o güzel melodinin seslerini yudumluyor, sonra bunlar piyanodan dışarı akıyor ve o güzel ağzında gizemli bir aksisedaya dönüşüyordu -Ah keşke anlatabilsem sana bunları! -
Daha fazla dayanamadım ve eğilip yemin ettim: Üzerinde meleklerin süzüldüğü bu dudaklara asla bir öpücük kondurmaya kalkmayacağım!