Herkes samimiyet ister, diye düşündüm. İnsanlar gerçekten görülmeyi ve tanınmayı istiyor; ama başkalarının içeri girebilmesi için geçmesi gereken sayısız kapı yaratmışız.
-sadece samimi ve nitelikli okurlar !
Turistleri çok severiz biz; misafirperverizdir; ya bir şeyler ikrama kalkışırız ya da tecavüz ederiz. Onları evimizde ya yemek odasında ya da yatak odasında ağırlarız kısaca. Ortası yoktur.
Bizde insan önce birey olacak, haklarını alacak, cinsel kimliğini çekinmeden paylaşabilecek ve sonra edebiyatçıysa bu pencereden bakarak ürün verecek, yayımlanmasını isteyecek, kitapevi bulacak, editörce yayımlanmasında sakınca görülmeyecek, basılan eser ilgi uyandıracak, okurunca çekinilmeden satın alınacak, eleştirmenler tarafsız değerlendirme yazacak. Yazar, bu eseri yüzünden horlanmayacak, hakkında dava açılmayacak. Aramızda kaç Oscar Wilde, Jean Genet, Henry Miller dolaşabiliyor ki?!
Erotizm, pornografi ve hardcore'la zerre kadar ilgili değilken, sevme / çiftleşme birbirleriyle karıştırılırken, üreme yöntemlerinin sancılı ve ağrılı olduğunu da unutan akıl, erotizmin trajediye uzanabilecek yollarında pornografik hezeyanların baş göstermesini insani bir durum olarak algılamak yerine, kolay ortak çoğunluğun tahakkümünde olana yönelir ve gösterilenin hastalık içerdiğine işaret eder. Bireyin erotizm macerası, devletçe denetlenmeye başlar böylece. Hatta, resmi bir cinsel portföy şemsiyesi altında yaşanır, ürenir, üretilir.