Yani öyle ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.
“Küçük hanımlar, küçük beyler… Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.” Mustafa Kemal Atatürk
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun 🎈🎊🎉
Doğan Hoca’yı rahmetle anıyorum. Ne güzel bir kitap yazmış. Eğitim hayatına iyi veya kötü dokunan bir öğretmeni olan kim varsa hepsinin yüreğine dokunacak satırlar, dokunaklı mektuplar, birçok hayat dersi… okudukça kendimi hatırladım. İyi bir öğretmen olmaktan ziyade iyi bir insan olmayı vurgulamış. İyi bir insan bir çocuğun hayatını bu kadar mı değiştirir? Yazılan mektuplar gösteriyor ki üzerinden kırk elli yıl geçmesine rağmen bazı öğretmenler hâlâ hatırlanıyor. Önemli olan elbette ki hatırlanmak değil önemli olan iyi hatırlanmak. İlkokuldaki öğretmenimi ben de hatırlıyorum saç örgümle dalga geçmişti, derste konuştum diye beni küçük bir odaya kapatıp kapıyı kilitlemişti. Sanırım kendisini hiçbir zaman affetmeyeceğim. Hayatımdaki tüm çabam kendi öğrencilerime bu cümleleri kullandırmamak. Tek isteğim bir öğretmen olarak değil iyi bir insan olarak hatırlanmak. Bu kitap benim başucu kitabım değildi ama yaklaşık iki haftadır masaüstü kitabım olmuştu. Girdiğim her derste yanımdaydı. Ne zaman ki bi öğrencim sinirleneceğim bir şey yapsa dönüp kitaba bakıyordum ve sanki Doğan Hoca’yla göz göze geliyorduk. Her anne babanın, her öğretmenin ve her öğretmen adayının okuması gereken bir kitap. Okudukça kendinizden çok şey bulacaksınız bazen ağlayacak bazen huzur dolacaksınız. Şimdiden keyifli okumalar Yüreği güzel insanlara denk gelmeniz dileğimle…
Her sınıfta kabuğunun içinde keşfedilmeyi bekleyen bir çocuk mutlaka vardır. Sanırım ben de istiridyeleri seviyorum; o inciyi ortaya çıkarmak, mesleklerin en güzeli…