Yana Oğuz'un çırası,
Yedi iklime varası,
Dünya durdukça durası,
Ay kaşında yıldızı heeyy!
Zaman içre ok olanlar,
Alnı açık, ak olanlar,
Yıldızlara gök olanlar,
Söyler elbet son sözü heeyy!
Pekçe dura izlerimiz,
Gün batıya yüzlerimiz,
Yerden göğe sözlerimiz,
Dede Korkut niyazi heeyy!
Şairimizin Gök Aradık Tuğlara şiir kitabından sonra bu yeni kitabını da okumak şansına eriştim.
Giriş önsözünde Ali Birinci Bey'in şairimize istinaden yazdığı:
"Son senelerde kelimelerin rastgele ve savruk bir şekilde ortalıkta gezdiği ve şiirin bile şiiriyetten mahrum olduğu bir edebiyat ikliminde kelimelerin ne kadar büyük bir hassasiyetle ve iç dünyamızın derinliklerine düşen bir sıcaklıkla seçildiğini görmek hem şaşırtıcı hem de sevindiricidir." sözlerin isabetliğine ben de tanık oldum.
Vatan/millet sevgisi, tarihimize, kültürümüze bağlılığı şiirlerinde görmek mümkün. Son sayfasındaki kızı ile olan şiirle konuşma çok hoşuma gitti.
Hepinize tavsiye ederim..
Öte yandan başka yer yok kaçacak,
Var diyenin yüzü karalı işte.
Yürüyen duracak, konan göçecek,
Bu yalan dünyanın kuralı işte.
Vakit tamam olunca gelince çağrı,
Ya kaza bahane, yada bir ağrı.
Sağ yanı üstünde kıbleye doğru