Çalışma Hayatının ve Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları 4
- Fikri çalışmalar için aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette günde 2-3 saat bile kafidir. Büyük İslam filozofu İbni Sina dünyaca meşhur olan Kitâbüş Şifası'nı her gün sabah namazından sonra Bağdat'taki bir caminin, büyük bir kandili altında oturarak kuşluk vaktine kadar yani takriben 2 saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer muazzam eserlerini günde 2 saat çalışarak yazmıştır. Her sene bin, bin iki yüz sahifelik eser veren Fransız edibi Emile Zola'ya bu muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar her gün yalnız 3 saat çalışır ve yazarım demiş. - Sebat et,genç dostum, sebat et... Damlaya damlaya göl olur ve aynı noktaya düşen damlacıklar zamanla mermeri bile deler. - Bir işe başladığın,bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya koyulduğu zaman telaş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren. - İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazen büyük zararlar doğduğunu unutma! - Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma. - Her gün iyi bir eserden yüksek sesle 5-10 sahife oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme istidadın gelişir. - Rastladığın edebi,felsefi bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir.
58 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Jack London kitaplarını büyük bir keyifle okumama rağmen ilk defa Ateş Yakmak kitabıyla biraz hayal kırıklığına uğrattı. En sıkılarak okuduğum kitabıydı diyebilirim. Kitap 3 hikayeden oluşuyor: Ateş Yakmak (1908) Ateş Yakmak (1902) Yaşama Azmi 56 sayfalık kısa serüvene şans verilebilir
Ateş Yakmak
Ateş YakmakJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202311,5bin okunma
Reklam
Hayat hep böyle kıpırtısız bir göl gibi uyumaz. Biri ona bir gün bir taş atar, gölün suyu dalgalanır.
Sayfa 71 - DergâhKitabı okuyor
"Aç! Yolu aç!" diye bağırdılar, 'Aç, kirli su!" "Yapamam," dedi kirli su, 'Yere döküldüm, gideceğim yer ise göl." "Açılın, açılın tahtalar, odunlar ve kirişler!" diye bağırdılar kapıya. "Yapamam," dedi kapı, "Çünkü kiriş, pervazlardan sabitlenmiş, hareket edemiyorum." "Aç, aç kanla yaptığımız pasta!" diye bağırdılar. "Yapamam, çünkü dağıldım ve eridim; kanım ise uyuyan çocukların dudaklarında," dedi pasta.
Lesbos( Ada) büyüleyici bir yerdi.
Diğer adalar gibi kayalık ve çıplak değildi.Yeşil ve yosunlu, gümüş rengi zeytin yapraklarıyla, altın rengi üzümleri ile parlardı.Kolları, göl gibi görünen ama gizemli bir şekilde dar doğum kanallarıyla denize açılan iki derin körfezi kucaklardı.Lesbos,denizin erkeksi gürültüsünde mırıldanan bir kadın adasıydı.
Göl kirlendi bataklık suyun altında kaldı giren ölür,içindekiler çoktan öldü
Reklam
Burdur’da lisans okuyan biri olarak etkiledi bu kısım beni
Mavi saçlı bir tanrı gibi severdim Burdur Gölü'nü O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü.
Sayfa 17 - Metis Yayınları , 8. Baskı, 2014Kitabı okuyor
Gözüm , aklım, fikrim var deme hepsini öldür ! Sana çöl gibi gelen, o göl diyorsa göldür !
Sayfa 132 - Genç KitaplığıKitabı okuyor
Xəbərin var, güllər çöldə ətirlənib! Ay nə deyib, sakit göl də bədirlənib. Zaman keçib, boğazıma can dirənib- Kimi görsəm soruşuram- sən hardasan?
Sayfa 25 - SƏN HARDASAN...Kitabı okuyor
Ağladın mı? Ben olsam ağlardım. Hem de çok. Gözyaşlarımdan göl olurdu.
Sayfa 54 - Dex YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
GAZZE...
Kaçan bir gol kadar üzülmedik değil mi Ölürken çocuklar o güzel afrikada
53 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Haşim hem şiirde hem nesirde ayrı ayrı üslup sahibidir . Ahmet Hâşim hastalığı sebebiyle Frankfurt’a gider ve bu kitabı yazar.Lakin kitapta hastalıktan bahsetse bile kendi hastalığından çok bahsetmez . Kitap coğrafi bilgi veren bir seyahat kitabı değildir. Abdülhak Şinasi’nin sınıf arkadaşı olan Ahmet Hâşim’den Piyale ve ilk şiir kitabı olan Göl Saatleri’ni okumuştum ve paylaşmıştım. Kronolojik yazan bir şair olan Hâşim ‘in gece sembolleri beni bir hayal alemine sokar. Gerçekliği sembollerle ulaştırır. Zaten estetiği semboller üzerine kurar. Ahmet Haşim’in şiirlerinde kendinden izler vardır. Piyale şairin üçüncü dönemine aittir. “Yeni Lisan’’ anlayışına sahiptir.Dili daha önceki yazım dönemine göre açıktır.Göl Saatleri ise Fecr- i Ati döneminde yazdığı şiirlerden oluşan kitabıdır.Dili gayet kapalı ,süslüdür. 1932 yılında hastalığının tedavisi için gittiği Almanya’ya ait notları dönüşünde Mülkiye Dergisi’nde ve Hürriyet Gazetesi’nde yayınlar.Aynı yıl içinde Frankfurt Seyahatnamesi adıyla da kitaplaştırır. Seyahat için çok güzel bir tanımı vardır. “ İnsan,hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar. Bu bakımdan seyahat “Harikuladelikler avı” demektir” Kitapta dönemin Türkiye’si ve ağırlıklı olarak Almanya’sı anlatılır.
Frankfurt Seyahatnamesi
Frankfurt SeyahatnamesiAhmet Haşim · Karbon Kitaplar · 2018917 okunma
"Koşan elbet varır, düşen kalkar, Kara taştan su damla damla akar, Birikir, sonra bir gümüş göl olur, Arayan Hakk'ı en sonunda bulur."
68 syf.
7/10 puan verdi
Birhan Keskin bu eserinde derinlerde yatan imgeleri kazıyarak çıkarmak istediğini düşünüyorum. Kazının pek de kolay yapılmadığı şiirlerdeki tınıdan kendisini gösteriyor. Şiirleri okurken karşısındaki kişiye sesleniyor. Bu içten gelen sessiz çığlıkları anlamasını ve duymasını istiyor. "Biriken ne varsa sözler arkada kalmış, O çok sevdiğin
Soğuk Kazı
Soğuk KazıBirhan Keskin · Metis · 20142,149 okunma
Göl Gibiyim...
"Bir taş, nehre düşmeye görsün, pek anlaşılmaz etkisi. Hafiften aralanır, dalgalanır suyun yüzeyi; çıkardığı tıp sesi akıntının ortasında kaybolur. Ama bir de göle düşsün aynı taş...Etkisi çok daha kalıcı ve sarsıcı olur. O taş var ya o taş, durgun suları savurur. Taşın suya değdiği yerde evvela bir halka peyda olur, halka tomurcuklanır; tomurcuk şekillenir, açar da açar; tomurcuk katmerlenir. Göz açıp kapayıncaya kadar, ufacık bir taş ne işler açar başa. Nehir alışıktır karmaşaya, deli dolu akışa. Atılan taşı içine alır, benimser, sindirir ve sonra da unutur kolaylıkla. Gel gelelim göl hazır değildir böyle dalgalanmaya. Tek bir taş bile yeter onu altüst etmeye, ta dibinden sarsmaya. Göl, taşla buluştuktan sonra, bir daha eskisi gibi olmaz, olamaz."
Resim