Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Herkese selam Okumuş olduğum ve çoook beğendiğim 1984 kitabının nacizane incelemesini yazacağım şimdi :) Kitabın ismi neden 1984, o yıllarda mı yazılmış? Hayır, teknik olarak da baktığımızda yazar 1950 yılında hayata veda ediyor. George Orwell kitabını 1948 yılında tamamlıyor ve en yakın dostuna da 1948 yılının son iki rakamını değiştirmeye karar verdim diye açıklıyor. Ve böylece kitabın ismi 1984 oluyor. Ama yıl kaç olursa olsun muhteşem ve şaşırtıcı bir öngörüyle yazılmış bir kitap, şuan dünyada geldiğimiz noktaya da bakacak olursak. Kitabımızın konusu; Her şeyinizin denetlendiği bir devlette yaşadığınızı düşünün. Düşündüklerinizden, düşünmediklerinizden, hatta uykuda sayıkladığınız kelimelerden, yazdıklarınızdan, çizdiklerinizden, attığınız adımlardan ve hatta atmadıklarınızdan bile sorumlusunuz. Kitabımızda sizi denetleyen ”Big Brother – Büyük Birader” var. Ve bu Büyük Birader için çalışan çeşitli ajanlar, düşünce suçu işlersiniz diye sizi her an tutuklayıp buharlaştırarak yok edecek olan düşünce polisleri var. İşte George Orwell kitabında böyle bir dünya tasarlamış. Aslında bana göre bir alarm kurmuş. Geleceğimiz için hepimizi çok önceden uyarmış, yazımı okudukça neden böyle dediğimi çok daha iyi anlayacaksınız Ütopya mı karşı ütopya mı? Bu terim yani ütopya (utopia) ”aslında olmayan, tamamen düş dünyasında tasarlanmış ideal toplum” anlamına gelmektedir. Platon’un Ütopyası, Thomas More’un Ütopyası, Farabi’nin Erdemli Şehir kitabı bunun için örnek gösterilebilir. Fakat bana göre 1984 kitabı tam bir karşı ütopyadır. Karşı ütopyada her şeyde tam bir kaos ortamı hakimdir. Hayal edilen o huzurlu ortam yoktur. Yerini otorite ve ölümler almıştır. Aslında ölümler bile gizli saklıdır. Güç tamamen otoritenin elindedir ve nefes almaktan bile suçlu sayılabilirsiniz burada. Ütopyaya baktığımızda ”suç ” kavramı bile yoktur oysa. Ütopyada herkes, istediği zaman istediği yere göç edebilen bir kuş kadar özgürdür. Oysa Orwell 1984 kitabında hislerden bile ceza alıp yok edileceğiniz bir ortam inşa etmiştir. Aile ve erotizm Bu ülkede erotizme ve sekse asla yer yok! Herhangi bir karşı cinse karşı asla bir şey hissedemiyorsunuz. Biriyle evlenmek istediğinizde bunu partinin onaylaması gerekiyor. Onay almanız içinde şehvetli sevişmeler yapmayacağınızı, herhangi bir sevgi beslemediğinizi, tek amacınızın ”parti” için çocuk yapmak olduğunu ispat etmeniz gerekiyor. Bu şekilde bir ispat yapabilirseniz onay alıyorsunuz. Aileniz varsa nefret haftasına ve idam sahnelerine hep beraber gidiyorsunuz. Çocuklarınız tıpkı ajan gibi bir hal alıyor. Ve sizinle bağları daha çocuk yaşta koparılıyor. Çünkü onlar için bağlanılacak yegane şey partidir. Ve aile parti için rakiptir. Bu nedenledir ki çocuklarınız sizi herhangi bir hareketinizden dolayı polise şikayet edebilecek kadar düşman kesilebiliyor ve bunu normal görebiliyorlar Kitapta adı geçen 101 numaralı oda nedir? Mahkumların hiç ama hiç istemediği acımasız bir işkence odası. Mahkumlar bir kere fişlendiler mi partiye bağlı yetkililerden asla kurtulamıyorlar. Onları yok etmiyorlar ama kafalarının içine kadar girip onlara Büyük Birader'in öğretilerini empoze ediyorlar. Ve mahkumlar ruhsuz, duygusuz, mekanik bir şekilde ve hatta Büyük Birader'i severek yaşamalarını sürdürüp ölüyorlar. Düşünce suçu, düşünce polisi Elbette her şeyin olduğu gibi düşünmenin de bir bedeli var burada. Düşünmenin bir bedeli var dediğime aldırmayın, düşünebilen bir avuç insan kaldı aslında. Hepsi buharlaştırılıyor, yok ediliyor. Geçmişleri yakılıyor, hiç yaşamamış sayılıyor. Düşünce polisleri sizi bakışınızdan, söylediğiniz bir sözden, uykunuzda sayıkladığınız bir kelimeden dolayı ansızın alıp ”işkence odasına” götürebiliyor. Çeşitli işkencelere maruz kalıyorsunuz, sebebi düşünmeniz. Biraz sorgulamanız. Burada düşünmeye yer yok. Azınlıktasınız ve azınlık olarak kalacaksınız. Bu kitap geçmiş dönemde yazılmış olmasına rağmen gelecek nesillere birer ”çağrı” kitabıdır. Güncelliğini koruyor olması, içeriğinin günümüzde yaşanıyor olmasından kaynaklanıyor. Çünkü Dünyamız tam da şu an bu durumu yaşıyor. Yalan ve doğrular birbirine karışmış durumda ve çok yakında düşünebildiğimiz için de bu dünyada suçlu sayılacağız. Çünkü bırakın hükümetleri etrafımızdaki insanlar bile artık düşünmekten aciz. Ben ise ”düşündükçe bozulacak ezberimiz” diyorum. Ve bu kitabı şiddetle okumanızı öneriyorum. Herkese bol keyifli okumalar diliyorum :)
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,9bin okunma
·
22 görüntüleme
BsraD okurunun profil resmi
O kadar güzel bir inceleme ki daha önce bir türlü ısınamadığım bu kitabı, şimdi biran önce okumak istiyorum
Damla okurunun profil resmi
Çook teşekkür ederim :) Eminim okurken çok beğeneceksiniz benim gibi, şimdiden keyifli okumalar diliyorum size 🌼
Çoban yıldızı okurunun profil resmi
Bu kitabı ben de okudum ve gercekten çok beğendim. Ayrıca inceleme de çok güzel olmuş kaleminize sağlık. Sadece kitap bana göre daha çok bir distopya örneği gibi geldi.
4 önceki yanıtı göster
Damla okurunun profil resmi
Merhaba :) Öncelikle teşekkür ederim. Kitap dediğim gibi, bana göre de karşı ütopya örneği gibi geldi.. Hatta 'gibi' de değil tam öyle :)
irem okurunun profil resmi
incelemenizi çok beğendim, en kısa zamanda kitabı da okuyacağım. İyi okumalar 🌸
Damla okurunun profil resmi
Okuyacak olmanıza çok sevindim.. Çok düşündürücü ve çok şey katacak olan bir eser... Şimdiden çokça keyifli okumalar diliyorum ve sağlıcakla kalın 🌼
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.