Bu serinin en önemli özelliği söz konusu düşünürlerin tüm eserlerini göz önünde bulundurup genel yargılara ulaşması ve yine söz konusu düşünürleri anlamak için kendilerini okumaya sevk etmesi.
Varoluşçuluğun edebiyat uzantılarından biri olan Camus, felsefenin özündeki asıl sorunun ve temel problemin hayatın yaşanılır olup olmadığını tartışmak ve bu kantarda yaşamanın daha ağır basması diyebiliriz.
Her ne kadar intiharı anlatsa da intiharın değil ve her şeye rağmen değil her şeyiyle bu yaşamı yaşamanın gerekliliğini söyler Camus.
Baş kaldırmak işte burada devreye giriyor, hayata rağmen hayatı istemek.
İntiharın toplumsal değil bireysel dayanakları olduğunu vurgular. Zaten karanlık olan bir dünyanın da sanatla ayakta kalabileceğini hatırlatır.
Tıpkı Sisifos gibi her bir insan kendi yükünü kendi arar, kendi bulur ve o yükten kendi çabalarıyla kurtulur/en azından çabalar.
Camus’yü anlamak elzemdir.