Hiç gelecekte dünyanın nasıl bir yere dönüşeceğini düşündünüz mü? İşte Aldous Huxley'in romanı şu an hayâl bile edemeyeceğimiz bir gelecek içerisinde geçiyor. Kitap, Kuluçka Şartlandırma Merkezi'ne gelen bir grup çocuğun gezisiyle başlıyor. İnsan üretimi yapılan bu merkezde; insanların neyi seveceği, ne düşüneceği, ne işi yapacağı yani insanı oluşturan her şey belirleniyor. Belli sınıflar oluşturularak yaratılan insanlar diğer sınıflardan nefret edecek şekilde şartlandırılıyor. Böylece hiçbir birey bir başka sınıfa geçmek istemiyor ve toplumsal düzen sağlanmış oluyor. Anne ve baba kavramı olmayan bu dünyada aile kavramı yok edilmiş. Öyle ki anne-baba kelimeleri insanlara ürpertici ve komik geliyor. Tek eşlilik saçma görülüp, cinsellik serbest bırakılıyor. Dini inanç ise hâlâ devam etmekte; fakat bu düzenin kurucusu olan Ford adlı tanrıya inanılıyor. Bu düzenin dışında yerlilerin yaşadığı 'ayrıkbölge' denilen bir alan daha bulunuyor. Burada ise, diğer tarafın tam olarak tersi bir yaşam bulunuyor. Yoksulluk, açlık, tek eşlilik... Yukarıda saydığımız her şeyin tam tersi kısacası. İşte kitabımız aslında tam olarak burada başlıyor. Ayrıkbölge'ye seyahat eden 2 modern insanın, burada John adında bir 'vahşi' ile karşılaşmaları ve bu tanışmadan sonra yaşadıkları değişimler kitabın asıl mesajlarını içeriyor. *Kitabın önemli bir karakteri olan Batı Avrupa Dünya Denetçisi'nin adı Mustafa Mond olarak karşımıza çıkıyor. Karakterin Mustafa adının Mustafa Kemal Atatürk'ten geldiği iddia edilmektedir. Roman'ı okurken kendinize "sürekli mutluluk ama tekdüze bir hayat mı? yoksa üzüntülerin, sıkıntıların, mutlulukların, sevinçlerin harmanlandığı bir hayat mı?" sorusunu sormadan edemiyorsunuz. Benim okurken çok keyif aldığım bir eser oldu. Bilimkurgu seven birini kesinlikle okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.

Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,7bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ecem