Gönderi

Bu arada İslamcı ve yeni-fundamentalist ağlar, 1990 Ağustosu'ndan itibaren, kutsal yerleri savunmayı kâfirler ordusuna bırakmakla suçladıkları Suudi Arabistan'ı, kitleler halinde terk ettiler. Suudiler'in Amerikalılara yaptığı çağrıyı mahkûm etmede en hızlı davrananlar, Hasan Turabi ile Sudanlılar, Gannuşi ile Tunuslular, Ürdünlü Müslüman Kardeşler ve Filistin'in Kurtuluşu İçin İslami Cihad (Şeyh Esad el Temimi tarafından yönetilen Ürdünlü grup) oldu ve bunu kendi hükümetleri izledi. Mısır'da Şeyh Ömer Abdurrahman'ın İslami Cihad'ı ve Müslüman Kardeşler'in Memun el Hudeybi fraksiyonu da Suudiler'i mahkûm ettiler. Mısırlı Müslüman Kardeşler ve FIS 'ın yöneticisi Abbas Medeni, bir süre Suudiler'le Iraklılar arasında dengeyi korumaya çalıştıktan sonra, tabanın baskısı ile Saddam'ı desteklediler, buna karşılık Suudi parasına bağımlı ve Bağdat'ın müttefiki FKÖ’ye muhalif olan Hamas, Riyad'ı seçti. Suudi karşıtı çizgiye Suriyeli Müslüman Kardeşler'in Saadeddin grubu, Muslim Students' Association (ABD'deki Müslüman Kardeşler Örgütü; Suudiler tarafından finanse ediliyor) ve Afgan İslamcıları’nın en radikalleri (Hikmetyar, Sayyaf) de katıldılar. Ilımlılar (Rabbani) Riyad lehinde açıkça tavır aldılar. Bu kuruluşların yoğun bir biçimde Suudi Arabistan'a muhalif saflara geçişleri karşısında, İslami Anayasa Hareketi (İsmail Şatti’nin yönetimindeki Islah) içinde yuvalanan Kuveytli Müslüman Kardeşler protesto amacıyla bunların uluslararası merciini terk ettiler ve Körfez'in diğer bütün Müslüman Kardeşler'i de onları izledi. Bu arada Suudiler, kendilerini mahkûm eden İslamcı hareketlere yaptıkları yardımı kesiyorlardı. Bu durum kimi bölünmelere yol açtı; örneğin Tunus'taki En Nahda, Suudi Arabistan'a yakın ılımlılarla (Abdülfettah Moro) radikaller (Gannuşi) arasında bölündü. Fakat bu hesaplaşmalar içinde, İslamcılar kitle halinde Suudi Arabistan'a karşı muhalefete geçti.
Sayfa 150 - Körfez Savaşı'nın Getirdiği KopuklukKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.