İnsana ruhunun derinliklerinden seslenen ve onu fıtratını yetkinleştirmeye teşvik edip kendi varlığı da dahil varlıkların halihazırdaki görünümlerini aşarak onların başlangıç ve nihayetlerini de düşünmeye sevk eden ilahi ses, semavi dinlerde somutluk kazanmaktadır. Din insana sorumluluğu öğretir, sorumluluk ise özgürlüğü gerektirmektedir. Tevhid dinlerinin getirmiş olduğu ahlâkî bağlayıcılığın zorlayıcı olması mümkün değildir; çünkü böyle olması onun "ahlakilik niteliğini kaybetmesine" sebep olur. Çünkü bir eylemin ahlâkî olabilmesi için, insanın onu yapma veya yapmama seçeneklerinden birini özgürce tercih edebilmesi gerekir.