Gönderi

Ulu Kayın; yeryüzünün tam ortasında duruyordu, bir ev için temel direk ne ise Ulu Kayın’da dünya için oydu. Yer ve gök onun demirden sert gövdesine dayanıyordu. Kökleri yerin yedi kat dibine, dalları göğün dokuz kat tepesine ulaşıyordu. Öyle görkemli, öyle heybetli bir ağaçtı ki sadece bir yaprağının eni, yedi ayak genişliğindeydi. Dibindeyse gürül gürül bir su akmaktaydı. Bu su ki adına ‘Ab-ı Hayat” denirdi. O sudan içen gençlik bulur, ömrü uzardı. Er Sogotoh’a annelik eden işte bu kutlu ağaçtı. Onun gölgesinde büyüdü, onun dallarında uyudu. Dibindeki kaynaktan su içti, etrafındaki nehirlerde yıkandı. Ulu Kayın’dan beslenen marallarla oyun arkadaşı oldu, ineklerden beslendi, kurtların koruyuculuğunda etrafı tanıdı. Büyüdü Er Sogotoh, gürbüz bir delikanlı oldu. Kendine has giysileri vardı, nereye gitse kendini belli ederdi... . . . .
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.